Yasak ve Ceza kavramı

 

APH-1514.jpg

Compensation due to technical delays.. Fotoğrafın kaynağı;

Cengiz Türkoğlu; İstanbul Havayolları ile başlayan havacılık kariyerine şu an Londra’da hem akademik hem de mesleki çeşitliliğini arttırarak (IOSA, IFA, ECAST) ve de akademik kariyerini geliştirerek devam etmekte.

STOP ENFORCEMENT ACTION AGAINST AIRLINES FOR NOT PAYING COMPENSATION DUE TO TECHNICAL DELAYS başlığı ile Change.org’da yer alan bu kampanya, EU için bir çok karışıklığa ve uçak bakımın baştan sağma yapılmasının önüne geçebilmek için başlatılmış.

Cengiz, EC261/2004 Passenger Rights Legislation ile ilgili yazısında yasanın tarihçesinden en son güncellemesine kadar olan gelişmeleri ve karşı oluş nedenlerini çok güzel ifade etmiş.

Bizde ise AB uyum süreci çerçevesinde çıkarılan SHY-Yolcu Md.4, Tanımlar;

ğ) Olağanüstü haller: Uçuşu icra eden hava taşıma işletmesinin çalışmasını etkileyen özellikle siyasi istikrarsızlık, ilgili uçuşun gerçekleştirilmesine uygun olmayan meteorolojik şartlar, doğal afetler, güvenlik riskleri, beklenmedik uçuş emniyeti noksanlıkları ve grev gibi durumları,

diye izah ederken, bakım kökenli gecikme ve iptaller için aynen EC261/2004 de olduğu gibi açık kapı bırakılmamış.

Yönetmeliğin Uygulama Esasları, İkici Bölüm’ü alt maddeleri ise;

Uçağa kabul edilmeme, Uçuşların iptali, Uçuşların tehiri, Tazminat hakkı, Geri ödeme veya güzergah değişikliği hakkı, Hizmet hakkı, Üst veya alt hizmet sınıfına yerleştirme, Hareket kabiliyeti kısıtlı veya özel ihtiyaçları olan kişiler, Ek tazminat hakkı, Tazminat hakkının yerine getirilmesi, Yolculara haklarını bildirme yükümlülüğü, Feragatin hariç tutulması, Son varış yerinin değişmesi, Sözleşmeler ve Yolcuların kanun yollarına başvuru hakkı

olarak sıralanmakta.

Hepimiz Sivil Havacılık ile ilgili yasaların ülkemizde Avrupa Birliği Uyum Süreci kapsamında “çeviri” ile yasalaştığını biliyor ama üzerinde hiç “ayarlama”, “uygulama süreci” ve/veya “yöreselleştirme” üzerine bu sanayi çalışanlarının görüşü alınmadan yasallaşmış olmasını yadırgamıyoruz.

Yine hepimiz biliyoruz ki, bizler “gibi” yapmanın değil mastırını, doktorasını vermiş hatta bu konuda uzmanlaşmış profesyonelleriz.

Alıntl: SMS Cameras

- / -

Cengiz çok güzel bir yorum yapmış: “UK CAA havayollarını denetlemekle sorumlu bir kurum olduğu kadar, tüketici haklarını da korumakla yükümlüdür.”

Yani bu yasanın aslında kısaca “tavşana kaç, tazıya tut” demenin Arapçası olduğunu hissettirmekte bizlere.

Ne de olsa yıllarca Türkiye’de çalışmış bir mühendislik geçmişine sahip. Ülkemizin ne durumda olduğunu biliyor.

Bknz: Bir öykünü öyküsü

- / -

Bizde eksik olan “gelenek” ve “mesleki tavır”.

Her mesleğin bir geçmişi vardır. Mesleklerin geçmişleri, ülkelerin kültür ve sanayi ortamını oluşturur ve o ülkenin gücüne yansır.

Kaybolan meslekler yerine yenileri çıkıyor ve biz ondan bahsediyorsak, bir mesleki bilinç ve tavır ortaya konduğu içindir.

Havacılık sektöründe “meslek” olmadığı için, böyle bir birikimden (kültürden) bahsetmemiz olası değil.

Usta-çırak ilişkisi de teknolojiye yenik düştü. Geçmişi olmayan bir iş üzerinde kafası kesik tavuklar gibiyiz.

Mesleki düzen, hukuki düzen ve eğitimsel düzen olmayınca hedef de olmuyor.

Mesleki hedef olmayınca mesleki prensip, politika ve hukuk da olmuyor.

Umarım bu zor günlerden tez zamanda düzlüğe çıkarız.

Alıntı: Kavram’lar ve halimiz.!

- / -

Hoş, daha yakın zamanda, ICAO Ek-19 konulu yazımda Cengiz Türkoğlu ile paylaştığımız düşüncelerini aktarmıştım.

Kendisi Londra’da, ben de buradayım.

En güzeli şu hikâyeyi aktarmak;

- / -

Atina'da önemli bir tartışma yapılırken kürsüye Demosthenes çıkar, ancak dinleyiciler sürekli kendi aralarında konuşmakta, filozofu dinlememektedirler.

Demosthenes, "Bir hikâye anlatıp ineceğim" der ve anlatmaya başlar:

"Uzun zaman önceydi, bir delikanlı Atina'dan Megara'ya gitmek için bir eşek kiralamıştı.

Eşeğini kiraya veren adamın da Megara'da işi vardı, beraber yola düştüler.

Konuşa konuşa giderlerken öğle sıcağı bastırdı, biraz dinlenmek ve öğle yemeği yemek için bir subaşına çöktüler.

Ama ortalıkta hiç gölgelik yoktu ve eşeğin sahibi yemeğini alıp eşeğinin gölgesine sığındı.

Eşeği kiralayan genç buna içerledi,

“Sen çekil gölgede ben oturacağım” dedi.

Beriki itiraz etti:

“Ben oturacağım, çünkü eşek benim.”

Delikanlı

“Ama ben eşeği kiraladım” deyince, eşeğin sahibinden

“Ben sana eşeği kiraladım, gölgesini değil' cevabını aldı ve aralarında kavga çıktı.

Hikâyenin tam burasında Demosthenes kürsüden iner yürümeye başlar.

Dinleyiciler, "Sonunda ne oldu, sonunu anlat" diye bağrışmaya başlayınca Demostenes kürsüye döner:

"Sizin için çok önemli bir konuda bir şeyler anlatmaya çalıştım, dinlemediniz.

Şimdi ise eşeğin gölgesini merak ediyorsunuz.

Ne fikrimi söyleyeceğim ne de eşeğin gölgesine ne olduğunu..."

Kürsüden iner, yürür gider.

Alıntı: Demosthenes

Sevgiler

www.servetbasol.com

150330