Neden?
Miletli Thales (MÖ 624/623 – MÖ
548/545), İyonya'dan bir Antik Yunan matematikçi, astronom ve Sokrat öncesi
filozoftu. İlk filozoflardan olduğu için felsefenin ve bilimin öncüsü olarak
adlandırılır. İyonya Aydınlanmasının başlatıcısı olarak bilinir ve Eski
Yunan'ın Yedi Bilge'sinden ilkidir. Ticaretle uğraşmış ve bu nedenle Mısır'da
bulunmuştur. Günümüze ulaşmış hiçbir metni yoktur. Yaşadığı döneme ait
kaynaklarda da adına rastlanamaz ancak hakkındaki bilgiler Herodot, Laertios Diogenes, Aristoteles, Theophrastus
gibi antik yazarlardan edinilir.
Bertrand Russell'e göre Felsefe,
Thales ile başlamıştır. Platon, Theaetetus'da, Thales'den yıldızları incelerken önündeki kuyuyu görmeyen
biri olarak bahseder. Aristoteles ise, zeytinin bol çıkacağı yılı tahmin edip izlediği
izlemden ötürü, onu, başarılı bir iş insanı olarak anar.
Diogenes Laertios’un
söylediğine göre, Yedi Bilgeler Atina’da MÖ 582 civarında kuruldu. Thales, Yedi
Bilgelerin arasında yer almaktadır. Thales’den önce,
Yunanlar doğayı ve dünyanın temel maddesini mitoloji, Tanrılar ve kahramanlarla
açıklıyor, yeryüzündeki doğa olaylarını (depremler, rüzgâr vb.) tanrılarla
bağdaştırıyordu.
Thales, hem suyu ana madde olarak
düşünmesi hem de doğayı, olguları birleştirerek açıklamaya çalışması
bakımından, önemli olmuştur. Doğa olaylarının nedenlerini insan biçimli
Tanrılardan çok, doğanın içinde aramıştır. Mitolojik açıklamalar ile ussal
açıklamalar arasında bir köprü kurmuştur. Thales'den
sonra öğrencileri Anaksimandros ve Anaksimenes de
aynı çizgide ilerlemiştir.
Herodot'a ve Eudemos'a
göre (28 Mayıs MÖ 585'te gerçekleştiği kabul edilen) Güneş tutulmasını önceden
hesaplayıp haber vermiştir. Bu hesabı mevcut bilgisiyle yapamayacağı, Babil'e
seyahat ettiği ve o sırada edindiği bilgilerden faydalandığı düşünülür.
Astronomi ile uğraşan ve gün dönümlerini önceden hesaplayan biri olarak
astronomdur.
Thales'in, bir kuleden, denizdeki
gemilerin uzaklıklarını geometrik yöntemlerle hesaplayabilmekte olduğu
söylenir. Gölgemizin bizimle aynı uzunlukta olduğu zamanı gözleyerek,
piramitlerin yüksekliğini, gölgelerine bakarak hesaplamıştır. Aynı zamanda Nil
nehrinin yükselmesinin rüzgara bağlı olduğunu
bulmuştur.
Matematik alanında çığırlar açmış
birisidir. Eski Yunan bilginlerinden Kallimakhos'un
aktardığı bir düşünceye göre denizcilere kuzey takımyıldızlarından Büyükayı
yerine Küçükayı'ya bakarak yön bulmalarını öğütlemiştir. Aynı zamanda
Mısırlılardan geometriyi öğrenip Yunanlara tanıtmıştır. Genelleştirilmiş
1959 Thales teoremi, hala bilinen klasik Thales teoremidir.
Aristoteles’e göre insanoğlundaki
merak ve hayret felsefeyi doğurmuştur. Felsefeyle
uğraşabilmek için en çok ihtiyacımız olan meraktır. Yetişkinlerin pek çoğu yaşadığı
dünyayı görmez, kalabalığın bir parçası haline gelip alışkanlığın etkisiyle sürü
gibi ve sorgulamadan yaşarlar. Bunun önemli noktalarından biri de
şüphe etmekten vazgeçmemizdir. Şüphe, felsefi sorgulamayı harekete geçiren en
temel etkenlerden biridir.
Antik Yunan düşüncesi felsefeyi Grekçe
philosophia sözcüğüyle karşılamıştır. Sevmek anlamına
gelen “phileo” fiiliyle; bilgelik anlamına gelen “sophia” sözcüklerinden türetilmiştir. Bilgelik sevgisi veya
hikmet arayışı anlamını taşır felsefe.
2500 yıl önce dünyada büyük bir
entelektüel hareketlilik vardı. Bilginler Grekçe philos
ila mythos arasındaki ayrımı yapmaya başlıyordu.
Günümüzde buna bilim ve hikaye anlatıcılığı arasındaki
fark da diyebiliriz (sanat, edebiyat, reklam, algı yönetimi, sözde bilim, boş
inanç, ülkü ve politik ideolojiyi birbirinden ayırmak).
Kant’ın dediği gibi insanlar aklına
gelen her şeyi sorabilir ama her sorunun yanıtı yoktur. Yine de filozoflar
yanıtlardan çok doğru soruları sormaya odaklanırlar. Nitekim Fransız antropolog
Claude Lévi-Strauss “Bilim insanı doğru yanıtları
veren kişi değil, doğru soruları soran kişidir” demiştir. Zaten sorgulamanın
temeli de budur. Doğru ile yanlışı ayırt edebilmek.
Doğru nedir? Bu hem izafi hem de
asırlardır yanıtı aranılan bir sorudur. Sorumluluklarım ve yükümlülüklerim
varsa bunlar nereden geliyor? Ahlak kurallarını kim koyuyor veya dayatıyor?
Hatta iş ahlakı gibi daha birçok çeşitli ahlak kavramları nerden gelmekte soruları…
Bu soruların yanıtı kendinizle
çevrenize nasıl davranmaya karar vermiş olmanızla ilgilidir. İyilik ve
kötülüğün tanımı, bunlara aldırıp aldırmadığınızla, davranışlarınızda iyilik
veya kötülüğü temel alıp almadığınız ise değer yargılarınızla bağlantılıdır.
Günümüzde, sorgulamayı öğretmeden
itiraz etme yollarını kapamakta siyasiler. Sorgulamayı, konuşmayı, tartışmayı
ve eleştirmeyi bilmeyen bir nesil yetiştirdiler. Asıl sorun sadece Felsefe
değil, bilim değil, asırlık kültürümüzün yok edilmesi.
Eleştirel
Düşünme ve Problem Çözme - Critical Thinking and Problem Solving
-
En önemlisi de bizim, hayal ekonomisine (katma değer üretme) gitmemiz için
çocuklarımızın itiraz etmesi lazım. Bunu da kim ölçüyor biliyor musunuz? Bunu
da OECD ölçüyor. OECD 15 yaşındaki çocukların “critical
thinking and problem solving” diye geçiyor, yani biz de bunu Türkçeye kısaca “itiraz
etmek” diye çeviriyoruz, özetle “itiraz etme becerisi”, 15 yaşındaki çocukların
itiraz etme becerisi.!
Türkiye'de bu
oran %2.2. Güney Kore'de bu oran %28. OECD ortalaması
%11.
Selçuk R. Şirin
– TEDxIstanbul
– Verilere
göre ‘Okumuyoruz’.
Bilmek kipinin gelecek zaman çekimi
yoktur.
Biliyordum, biliyorum ve hepsi bu… Bileceğim
diye bir olgu olmadığı için ancak “öğreneceğim” diyebiliriz ve onun da
garantisi yok.
“IQ sizi okuldan mezun eder, EQ ise yaşamdan!”
PS: Lütfen Selçuk
Şirin’in TEDxIstanbul
söyleşisini izleyiniz.
221121