Savaş Uçağı

Yıllarca Lockheed F-104G Starfighter, NATO hava kuvvetlerinin belkemiğini teşkil etti. Yetmişli senelerin ortasında artık yenilenmeliydi. Almanlar ve İtalyanlar zaten kararlarını vermişlerdi. İngilizlerle birlikte Panavia Tornado uçağını seçmişlerdi. Bu uçak çok gelişmiş, yüksek performanslı, çok amaçlı, her türlü havada görev yapabilen, çok yönlü ve dolayısıyla biraz pahalı bir uçaktı. Diğer Avrupa ülkeleri, Norveç, Belçika ve Hollanda Tornado’nun bütçelerini zorlayacağı konusunda birleştiler. İşte bu nedenlerden dolayı daha az maliyetli bir uçak aramaya başladılar.

Bu araştırma bizi "Asrın Satışı" denilen olaya getirdi.

Ortada 4 adet aday vardı, iki Amerikan ve iki Avrupa uçağı. Avrupa’nın en rekabetçi ve önder şirketi Fransa’nın Dassault-Breguet, Mirage F1-E/M53, Diğer Avrupa ülkeleri İsveç'in Saab-Scania JA-37 Viggen, Amerika Birleşik Devletleri de Northrop F17 Cobra ve General Dynamics de o zamanlar henüz adı konmamış F16 uçakları. Uzun bir süre hiçbir devlet bir uçak üzerinde anlaşamadı.

Derken 1974'ün başlarında bu ülkeler, aralarında anlaşarak alımlar için bir konsorsiyum kurmaya karar verdiler. Bu işleri kolaylaştıracaktı. Belçikalılar için Fransızlar dururken bir İsveç uçağı almak aykırı bir seçim olduğu kadar, Norveçliler için de İsveç uçağı dururken Fransız uçağı almak, o kadar saçma idi.

Aslında Avrupalı ya da Amerikan uçağı seçimi belli olmuş gibi idi ama asıl sorun, Avrupalıların tercih etmedikleri Amerikan F-16 yada F-17 uçakları için ABD'nin de pek sıcak bakmıyor olması idi. Pentagon bir türlü ikna olamamıştı.

Sonra BİR ŞEY oldu! ve Pentagon, toplamda 650 adet F-16 ya da F-17 alacağını açıkladı.!

Bu açıklamadan sonra işler hızlandı. Çok az bir zaman içerisinde bazı bond çantalı kişiler! ülkeleri ziyaret ettikçe, tercihler belirlenmeye başladı ve Ocak 1975'de Pentagon, NATO’nun resmi uçağı olarak daha adı bile konmamış F-16 açıkladı. Amerikan Hava Kuvvetleri, ilk aşamada 15 uçak siparişi verdi ve sonra bunu 8’e indirdi. Amerikan Deniz Kuvvetleri ise bu uçak ile işleri olmadığını bildirdi.

Aslında olan şey, Avrupa Katılımcı Grubu’nun (Belçika, Danimarka, Hollanda ve Norveç) uçağın Avrupa’daki kendi tesislerinde üretilmesi için yapılan anlaşmanın yürürlüğe girmesi idi. Hollanda Fokker’in Oost, Belçika SABCA’nın Gossellies, Norveç’in Kongsberg Vaapenfabrikk ve Danimarka’nın Terma A/S tesislerinde EPAF (European Participation Air Forces) için üretilecekti. EPAF Paris Hava Gösterilerinde 348 uçaklık bir anlaşma imzaladı. Belçika için 116, Danimarka için 58, Hollanda için 102 ve Norveç için 72 adet.

ABD bu F-16 hikayesinden ders almıştı. Bu sefer F-35 üretimini önceden ortaklık kurarak devreye sokacaktı. Yani tüm sermayeyi kendisi yatırmayacak, üretime katılanlar sermaye koyacaklardı.

Sermaye sahipleri 3 sınıfa ayrıldı.

1. sınıfta $2.5 milyar ile Birleşik Krallık yer alır. Bu nerede ise tüm maliyetin %10 kadardır. -Tabi planlanan! maliyetin – şu an planlamanın %71 üzerine çıkılmış olup, %100’e varması beklenmektedir],

2. sınıfta $1 milyar ile İtalya ve $800 milyon ile Hollanda var.

3. sınıfta ise $195 milyon ile Türkiye; $160 milyon ile Kanada, $144 milyon ile Avustralya; $122 milyon ile Norveç ve $110 milyon ile Danimarka bulunmakta.

İsrael ve Singapur Güvenlik İşbirliği Ortağı olarak para yatırmadan (Security Cooperative Participants - SCP) katılacaklar. Japonya ise tüm montajı kendisi yapmak üzere satın alacağını duyurdu.

Karar güzel ama sorunlar baş edilemez durumdadır.

F-16’nın yerini almasını planladıkları bu uçak, hiçbir denemeden geçememekteydi. En son yapılan İt Dalaşı F-16 karşısında F-35’in ne kadar aciz durumda kaldığını göstermişti. Üstelik F-16’da iki adet kanat altı ek yakıt üniteleri vardı, F-35’e ise çıplaktı. Ne yakıt ünitesi ne de silah yüklenmemişti.

Asıl soru şu olacaktı; F-35 Aslında ne kadar daha pahalı olabilir? Savunma Bakanlığı, 2036'da F-35'lerin hizmetlerini sürdürmenin gerçek maliyeti ile hizmetlerin karşılayabileceği maliyet arasında 6 milyar dolarlık bir farkla karşı karşıya kalacağını açıkladı.

Birleşik Devletler Hükümetinin önde gelen denetim kurumu olan GAO, Pentagon'un F-35 Çok amaçlı Saldırı Uçağını desteklemek için milyarlarca doları boş yere harcama yolunda olduğu konusunda uyarıyor. Hükümet harcamalarına eleştirel bir gözle bakmakla görevli, partizan olmayan bir Kongre kolu olan GAO, F-35 işletme maliyetleri hakkında bir rapor yayınladı. Birçok satın alma, özellikle araç gibi, hükümet de F-35'i satın almak için hem peşin fiyatı hem de sürekli çalıştırma maliyetini ödemek zorunda. Çıplak olarak, Hava Kuvvetleri'nin jet versiyonu olan F-35A, 78 milyon dolara mal oluyor. Bu aslında jet için fena bir fiyat değil; Enflasyona göre ayarlandığında, 50 milyon dolarlık orijinal teklif edilen maliyete nispeten yakın.

78 milyon dolar ile beşinci nesil F-35A'nın birim maliyeti, gizli olmayan en yeni 4.5 nesil Batılı avcı uçağıyla olumlu bir şekilde karşılaştırılıyor. Rafale, Typhoon, Gripen-E ve F-15EX, 85 ila 100 milyon dolar arasında olup biraz daha pahalı. Eski F-16 ve Super Hornet'in her biri 65 ila 75 milyon dolar arasında mütevazi bir şekilde daha ucuz. Ama buna karşı, bu uçakların hepsi dünya çapında ordularda çoğalan uzun menzilli uçaksavar füzelerine karşı koyabilirken F-35, çok daha savunmasız.

Burada asıl sorun bu değil. Aksine, Pentagon'un baş ağrıları Hava Kuvvetleri F-35'i aldıktan sonra başlıyor. F-35, yaşam döngüsü boyunca 1,7 trilyon dolara mal olacak. GAO raporu yazdığı sırada, F-35'in üç versiyonunun da uçması saatte 38.000 dolara mal oluyordu. Bu, Pentagon'un başlangıçta ödeyeceğini düşündüğünden çok daha yüksek bir rakam.

Pentagon, Hava Kuvvetleri için 1.763 F-35A, Deniz Piyadeleri için 353 F-35B jeti ve hem Deniz Kuvvetleri hem de Deniz Piyadeleri için 340 F-35C dahil olmak üzere yaklaşık 2.500 F-35 satın almak için toplam 400 milyar dolar harcamayı planlıyor. Ayrıca 2046 yılına kadar 900 F-35'in yurt dışına ihraç edilmesi öngörülüyor. Genel olarak, GAO Pentagon'un F-35'in yıllık işletme maliyetlerini Hava Kuvvetleri'nin F-35A'sı için 3,7 milyon dolar, Deniz Piyadeleri'nin dikey kalkış ve iniş yapabilen F-35B için 2,3 milyon dolar ve F-35B için 2,4 milyon dolar azaltmasını öneriyor.

Devlet Denetleme Kurumu (GAO), 2036 yılına kadar Pentagon'un satın almayı planladığı 2.443 uçağı uçurmak için ödeyeceğinden daha fazla yılda 6 milyar doları aşabileceğini öngörüyor. Bu, her yıl 76 adet yepyeni F-35A satın almak için yeterli. İşletme maliyetleri 2020'de 38.000 dolardan 33.300 dolara düşmüştü. 2021'de 38.000-39.000 dolar civarında olduğu hesaplandı. Pentagon, F-35'in 2025 yılına kadar saatte 25.000 dolara mal olmasını istiyor. Bu bir F-16'nın uçuş saati başına maliyeti. Hele F-35’in 52 saat süren “motor değişimi” ki şu an planlanan iki saat öngörüsü ile çok komik bir durum arz ediyor.

Evet, Pentagon, F-16 ve F / A-18E / F Super Hornet avcı uçağı gibi uçakların güncellenmiş versiyonlarını satın alabilir. Ancak bu avcı uçakları genellikle F-35'e benzer elektroniklere ve silahlara sahip olsa da yeni avcı uçağının gizliliğinden yoksundurlar.

Ortada bir başka acı gerçek de Rusların sessiz sedasız, reklamsız üretip uçurdukları son nesil Su-35 ve hemen ardından Su-37’yi bazı gösterilerde uçurması. Bu uçuşlarda, ezber bozan bir manevra üstünlüğü ve emsalsiz bir kontrol sağlayan yapısal çatkı göze batıyor. Uçak iskeleti, tamamen metal, büyük oranda kompozit malzemelerden yapılma. Ek olarak, dikey itici ile donatılmış AL-37FU motorları var. Su-37'nin nozulları sadece eğimli olarak ayarlanabilir ve +15 -15 derece ile yolculuk yapılabilir fakat dönme momentini arttırmak için farklı açılarda da ayarlanabilir. Su-37 ayrıca Rusya'nın ilk HOTAS ( Hands On Throttle and Stick) sistemine sahip ilk uçağıdır. Motor sadece TVC içermez, ayrıca klasik, ters ve yatay dönüşlerde bile motor dalgalanmasına dayanıklılık ve güç veren, (AOA) hücum açısının 180 derece kadar yükselmesi gibi daha iyi güvenirlilik ve manevra kabiliyeti vermekte. Su-37, gövdesindeki 12 istasyonunda, havadan havaya ve havadan yere silahları taşıyabiliyor. Taşıyabildiği füze ve bomba sayısı çoklu yükleme raflarının kullanımıyla 14 'e yükseltebiliyor. Tüm bu özellikleri ve teknik gelişimin gidişatına bakarak, artık bu uçağın son nesil “pilotlu savaş uçağı” olduğunu rahatça söyleyebiliriz.

Tüm bu özellikleri yazmamın nedeni, F-35 ile Su-35 arasındaki teknolojik farklılığı ön plana çıkarmak. Üzerine bir de Su-37’nin geldiğini düşünürsek, F-35’in daha F-16 seviyesini yakalayamamış bir uçak görünümünde olduğundan, neden bahsettiğimiz daha iyi anlaşılır.

Ayrıca 2014 Kasım’ında Çin’in ilan ettiği Ufuk Gözlemcisi (JY-26 Skywatch-U UHF 3-D long-range surveillance radar system) Uzun Mesafe Gözetim Radar Sistemi de bu uçakların gizlenme kabiliyetini de sıfıra indirmiş durumda. JY-26, ABD ve müttefik hava kuvvetleri için gerçek bir tehdit oluşturuyor ve ayrıca Çin'in en son ABD sistemleriyle rekabet edebilecek elektronik savaş sistemleri geliştirme kapasitesini gösteriyor.

Hala F-35 almak için neden direndiğimizi anlamakta zorlanıyorum. Üretimine katılalım, gelişmiş teknolojiyi ülkemize getirelim, tüm bunlara varım ama satın almak, pilotsuzunu yaparken, yapabiliyorken, yanlış gibime geliyor. Görünen o’dur ki, artık Pilotsuz Savaş Uçağı döneminde Pilotlu Savaş uçağı yapmak, sadece başka birilerine para kazandırmak anlamındadır.

Asıl savaş Eğitimde yapılan, yapılacak olan savaştır.

www.servetbasol.com

211025