Liyakat
Türkiye'nin en yüksek üçüncü dereceli devlet nişanını "İlim ve sanatta Türkiye'nin uluslararası alanda tanıtılması ve yüceltilmesini sağlayan yabancı kişilere verilir" diyerek hiçbir Türk vatandaşımıza Türkiye Cumhuriyeti Liyakat Nişanı vermemekteyiz. 2014’den beri hiçbir yabancıya da vermemişiz. Hayırdır, ilim ve sanatta son 7 senedir ülkemizin uluslararası alanda tanıtım ve yüceltilmesi imkansız hale mi geldi?
“Sedat Peker’in videoları çok öğretici oluyor.
Beşir Atalay’ı İç İşleri Bakanı yaptılar AKP’de, Polis arabalarına Polis yerine Hizmet yazıldı.!
Bu cemaat için CIA ajanı sözü ortalıkta dolaşmaktaydı. Aynı Beşir Atalay döneminde, PKK açılımı yapıldı.
Aynı Beşir Atalay, ‘Abdullah Öcalan’ının mesajları, bizim de düşüncelerimizdir’ dedi.
Sonra bu Beşir Atalay’ı kapının önüne koydular.
Onun yerine İdris Şahin’i İç İşleri Bakanı yaptılar. Asrın Lideri’nin İmam Hatipten arkadaşı.
Döndü vatandaşa dedi ki; ‘Beni görünce takla at da görelim.!’. ‘Biber gazımız organiktir’ diyen adam.
İç İşlerini teslim ettikleri bu adamı partiden resmen kovdular, AKP’den istifa etti, gitti başka partiden aday oldu.
Sonra getirdiler Muammer Gülen’i İç İşleri Bakanı yaptılar. 17-25 rezaletinde gitti. Boy boy kasalar falan.
Efkan Ala’yı getirdiler. Efkan Ala, millet vekili bile değildi. Dışarıdan İç İşleri Bakanı yapıldı.
Sonra getirdiler Selami Altınok’u, o da millet vekili bile değildi. Adam dedi ki, ‘Polis teşkilatını tanımaya çalışıyorum, öğrenmeye gayret ediyorum, fazla ilgilenmediğim bir teşkilat’ dedi. ‘Polis teşkilatını bilmiyorum, ben hayatımda böyle bir şey görmedim’ diyen adamı İç İşleri Bakanı yaptılar.
Sonra bu arkadaşı getirdiler, Süleyman Soylu’yu. Süleyman Soylu, bizzat televizyona çıkıp demedi mi; ‘Ben hayatım boyunca bir tek güvenlik makalesi bile okumadım!’. Şimdi ‘Ben hayatım boyunca bir güvenlik makalesi okumadım!’ diyen birini İç İşleri Bakanı yaparsan, işte bunlar olur.! Başka ne olacak.
İstanbul Üniversitesi, kanalizasyonlarda, atık sularda tahlil yaptı, dünyanın her yerinde bununla ilgili dünya raporu yayınlanır, Uyuşturucuda dünyada en yaygın ikinci şehir İstanbul çıktı. İç İşleri Bakanı diyor ki, ‘biz uyuşturucuda çok başarılıyız’.
Sedat Peker’in arkasında Mosad var diyen var, CIA var diyen var, herkes bir şey sallıyor.
Şu anda İngiltere İstihbarat Servisi Başkanı BJK’lı. Ankara’da İngiltere Büyük Elçisi idi. Yani şu anda İngiliz İstihbarat Servisi’nin başında Türkiye çıkışlı biri var.
Bugün CIA’in başında oturan, CIA’in ilk kadın başkanı, Türkiye’de iki ayrı dönemde görev yaptı ve bu görev yaptığı dönemlerden birinde Abdullah Öcalan’ı teslim ettiler, birinde Fetullah Gülen’i ABD’ye götürdüler. Türkiye’de oldu bu.
Bugün Fransa’nın Dış İstihbaratının başında Fransa’nın Ankara Büyük Elçisi var.
Bu CIA Başkanı da, İngiliz İstihbarat Başkanı da, Fransız İstihbarat Başkanı da, akıcı derecede Türkçe konuşuyor. Ben iddia ediyorum, bizim Türkiye Büyük Millet Meclisinde bugün İngiliz İstihbarat Başkanı kadar akıcı Türkçe konuşamayan Millet Vekili var.
Bugün Rusya’nın, Kremlin’in sözcüsü var Dmitry Peskov, adam ana dili gibi Türkçe konuşuyor. Çünkü adam Türkolog. Bu adam Moskova Devlet Üniversitesinin Türkoloji Bölümünden mezun oldu ve Rusya’nın Ankara Büyük Elçiliğinde görev yaptı, şakır şakır Türkçe konuşuyor.
Putin, zaten adı üstünde, KGB casusuydu. KGB’nin yerine kurulan İç İstihbarat FSV’nin başkanlığını yaptı. Putin KGB’ye girdiğinde bizim asrın lideri daha yeni İETT’ye girmişti.
Aşağıya iniyoruz, Netanyahu var, İsrael’ in ülke dışı operasyonlarını yürüten elit komando birliğinde görevliydi. Kendi kardeşi, Entebbe Baskınında öldü.
Dubai Emiri, Emir olmadan önce, ülkesinin polis şefiydi.
Ürdün Kralı, ki Ürdün bölgenin en etkin istihbarat teşkilatına sahiptir, ABD’nin subaylarının yetiştiği Fort Knox’dan mezundur. Bu adam, birinci sınıf komutanlık eğitimi almış birisidir. Ürdün İstihbarat Teşkilatı başında tümgeneral var.
Suriye İstihbarat Teşkilatı Başkanı İskenderun kökenlidir. Millet Meclisindekilerden daha iyi Türkçe bilir.
Rusya Savunma Bakanı Türk’tür. Tuva Türkü.
Şimdi coğrafya böyle bir coğrafya iken biz, ‘Hayatım boyunca ben güvenlik makalesi bile okumadım’ diyen İç İşleri Bakanı ile bu coğrafyada ayakta duracağız öyle mi? Bakın Sedat Peker bile Kolombiya’dan giriyor, Venezüella’dan çıkıyor, Kıbrıs’tan giriyor Lazkiye limanından çıkıyor, bizim İç İşleri bakanı köftecide köfte anlatıyor.
Bu coğrafyada cirit atan Fransız İstihbaratı, İngiliz İstihbaratı, hepsi Türkiye çıkışlı. CIA başkanı Türkiye’den. Rus Devlet Başkanı Suriye’de, bizim millet de diyor ki Putin’e bir Osmanlı tokadı atarız diyor, halbuki Putin Berlin’de casus iken bizimki kantin sorumlusuydu.
Biz Allah aşkına ‘Liyakat’ diye yalvarırken aslında bunu kast ediyorduk. Biz ‘Liyakat aşığıyım’ diyen Mustafa Kemal’e bu yüzden aşığız. ‘Bu ülkenin liyakati çok önemlidir’ dediğim için, bu ülkenin şimdi Savunma Bakanı Hulusi Efendi, beni hapse mahkum etti. Süleyman Soylu mudur liyakat? Sedat Peker’den para alan siyasetçiler mi liyakatli? Biz bu coğrafyada ‘Ben Emniyet Teşkilatı hakkında hiçbir fikre sahip değilim’ diyen, sonra da Emniyet Genel Müdürü yapılan adamlarla mı yöneteceğiz bu ülkeyi de ayakta duracağız? ‘Ben hayatım boyunca güvenlikle ilgili makale okumadım!’ diyen bir İç İşleri Bakanı mı çözecek bu coğrafyadaki oyunları?
Türk Silahlı Kuvvetleri, Türk Hava Kuvvetleri, Türk Deniz Kuvvetleri neden imha edildi sanıyorsunuz? Türkiye’nin kozmik odasına niye girdiler sanıyorsunuz? Bir F-16 pilotu kaç senede yetişiyor, bu milletin haberi var mı? Bunlar, devlet adamı kavramını hıyar zannediyor. Ekiyorsun, üç hafta sonra çıkıyor. O hıyar olur, devlet adamı olmaz. Devleti Devlet Adamları yüceltir. Bu yüzden biz, Allah aşkına, bu ülkenin silahlı kuvvetlerine, yargısına, bürokrasisine, devlet kurumlarına dokunmayın dediğimizde, bu yüzden bize ‘postal yalayıcı, İsrael dölü, Amerikan Casusu’ dediler. ‘Allah aşkına, Kuvayı Milliye’nin merkezi, bu ülkenin nefsi müdafaasıdır kozmik odaya dokunmayın’ dediğimizde, ‘Darbeci Köpekler’ diye bizim hakkımızda dava açtılar.
İETT kafasıyla giriştikleri için coğrafyaya, Rusya inmiş burada, İsrael burada, CIA burada, Fransa burada, İran burada, dünyanın en etkin istihbarat teşkilatları burada, Ürdün İstihbaratı burada, sen bölgede birtakım trafikler yapacaksın ve bunlardan kimsenin haberi olmayacak! İşte bu kafa bizi mahvetti. Kamyonu branda ile örttüğünde sakladığını zanneden kafa, Türkiye’yi dünyaya film etti. Rusya uydu görüntüleri koydu. Çünkü uydu diye bir teknoloji var. Sen buralarda bir şeyler yapacaksın, bir takım sevkiyatlar vs.. ve dünyanın haberi olmayacak öyle mi? Bizi işte bu liyakatsizlik mahvetti”.
MERCEK (1 HAZİRAN
2021) Yılmaz Özdil'den çarpıcı yorumlar
https://www.youtube.com/watch?v=Fv_h055U1ks
Kültür (Fr-culture), Latince “ekmek, ekilebilir hale getirmek” anlamına gelen uzak kök “colere” sözcüğünden türemiştir. Bizdeki kullanım açısından “birikim” demek daha doğru olacaktır sanırım.
Bu çeşitlilik, bu birikim, nesillerin yarattığı bir tavırdır. Bu tavır, coğrafik anlamda, ırk anlamında ve yöresel anlamda çeşitlenir. Yaşam tarzı ve genetik gelişim, bizleri gelenek, görenek ve töre gibi sözcüklerle ayrıştırır.
Kişilik sahibi olmamızı
zorlaştıran baskıcı bir sosyal yaşamdan kurtulup birey olmayı becerebilmek,
çoğumuzun şu an üstesinden gelemediğimiz ama gelmeye çalıştığımız bir uğraşıdır.
Bu çeşitliliği özümsemiş, birimleri hazmedip akıl ve mantık ile yoğurmuş
kişilerin kendi konularında aldıkları eğitimden sonra araştırma, yenileme ve
geliştirme konusunda bizzat çalışarak, en az iki, hatta üç dil bilerek ve kendi
konusunda tüm geçmişi bilip geleceğe yön çizecek deneyime sahip olanları
harcamaktan bıkmadık, bir de bazılarıyla “Monşer” diye alay edildi. Devletin hafızası liyakattir.
Üstelik liyakat konusu, Nisa 58. de açıkça anlatılır ve emredilir. TDK ise
şöyle tanımlar; liyakat, (liya:kat), Arapça liyāḳat:
isim Bir kimsenin, kendisine
iş verilmeye uygunluk, yaraşırlık durumu, değim:
Allah’tan korkmadan, çekinmeden, uygunsuz, yaraşmayan, değmeyen bir konuma balıklama atlamak, arsızlık ve terbiyesizlik ile eşdeğer bir durum olduğu kadar inancımıza da terstir.
İyi bir eğitim almak yetmez. Üstün eğitim aldıktan sonra iyi bir ustanın yanında çalışarak pişeceksin. Pişmen de yetmez. Seni geçecek en az üç kişi yetiştireceksin ki birisi bilginin yanında hal, tavır ve ahlaken sivrilip “liyakatli” olsun diye. İşte o zaman bu birikimlerin devamı dediğimiz “Devlet aklı = Liyakat” olur. Liyakatin de bir ahlakı vardır. Liyakatli birisi rakibini yermez, onun hakkında konuşurken onun özelliklerini öne çıkarır ki kendi özelliği fark edilsin.
If you wish your merit to be
known, acknowledge that of other people.
Oriental
Proverb
Eğer liyakatinizin bilinmesini istiyorsanız,
başkalarınınkinin de bilinmesini sağlayın.
Doğu Atasözü
210614