Global Inovation

Endüstrinin Yeniden Doğuşu (renaissance), dünya çapında yeni icat etme, öğrenme, üretme, iyileştirme ve ticaret yöntemleriyle ortaya çıkıyor. Ekonomiyi finanse etmek ve yenilemeyi desteklemek için yeni bir mantıkla geliyor. Yatırımların büyük çoğunluğu artık fikri mülkiyet, veri ve bilgi biçiminde soyut. Köprüler, binalar, fabrikalar ve hastaneler gibi somut fiziksel yatırımlar bile sanal ikizleriyle birlikte gelir ve bu varlıkların tüm yaşam döngüleri boyunca operasyonları için yeni olanaklar sunar. İleriye dönük olarak, hükümetler ve endüstri, devasa kişisel veriler, otomatikleştirilmiş ulaşım ve sanal gerçeklik çağında ortaklaşa yeni bir yaşam biçimi icat etmek için birlikte çalışmak zorunda kalacaklar. Anahtar kelimenin “birlikte yatırım” olacağı yeni bir kamu-özel ilişkisi ortaya çıkacak.

Bernard Charlès

Vice-Chairman & Chief Executive Officer / Dassault Systèmes

 

Inovasyonun/Yenilemenin Ekonomi Profilleri ve Veri Tabloları

                                                                                              Yüzdesi             Sıralamadaki yeri

      Kurumlar………………………………………..……                55.4                       94

      Pazar Çeşitliliği……………….………….………                   54.7                       28

      Alt Yapı ………………………………………………...              45.0                       54

      İnsan Sermaye ve Araştırma …………….                    38.4                       42

      İş Uzmanlığı …………………………………….….                 28.2                       57

      Yaratıcı Çıktılar ….…………………………….                     27.7                       50

      Bilgi & Teknoloji Çıktıları…………………                       23.2                       57

Pek konu edilmese de yenileme ve değişim için gerekli Bilim Programının dört bileşeni şöyle sıralanmış:

1-      Araştırma ve Geliştirme için Bölgelerdeki Niş Merkezleri (NICER)

Bölgesel kalkınmayı teşvik etmek için bölgelerde Araştırma ve Geliştirme merkezleri kurmak.

2-      Araştırma ve Geliştirme Liderliği (RDLead) Programı.

Yüksek Öğretim Kurumlarının (HEI), Araştırma Geliştirme Kurumlarının (RDI) ve Ulusal Hükümet Kurumlarının araştırma yeteneklerinin güçlendirilmesine liderlik etmek için Araştırma ve Geliştirme uzmanlarını görevlendirin.

3-      Ekonomiden Yararlanmak için İşbirliğine Dayalı Araştırma ve Geliştirme (CRADLE) Programı.

Araştırma ve Geliştirmeyi canlandırmak için hep birlikte akademi-sanayi ilişkisi oluşturun.

4-      Bilim ve Teknoloji için Endüstri (BIST) Programı ile İş Yenilemesi

Araştırma ve Geliştirme faaliyetlerini desteklemek için şirketler tarafından öncelikli ve ilgili teknolojilerin satın alınmasını kolaylaştırın.

 

Küresel İnovasyon Endeksi, orijinal olarak Avrupa Toplulukları ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) tarafından geliştirilen Oslo Kılavuzunda detaylandırılan geniş bir inovasyon (yenileme) kavramını benimser. Dördüncü baskısında, 2018 Oslo Kılavuzu, daha genel bir tanımını sunar;

Yenilik, birimin önceki ürünlerinden veya süreçlerinden önemli ölçüde farklı olan ve potansiyel kullanıcılara (ürün) sunulan veya birim (süreç) tarafından kullanıma sunulan yeni veya geliştirilmiş bir ürün veya süreçtir (veya bunların kombinasyonu).

Oslo Kılavuzunun bu güncellemesi aynı zamanda ticari faaliyetlerde ve farklı türdeki yenileme (inovasyon) firmaları için yenileme ile (inovasyonla) ilgili bir dizi tanımı da yapmaktadır.

Bu bağlamda inovasyon, yeni mallar veya hizmetler veya bunların herhangi bir karışımı şeklinde sonuçlarda yapılan iyileştirmeler olarak çevrilir. Küresel Yenileme Endeksi, yeniliğin daha genel bir tanımına odaklanırken, bu tanımların son yirmi yılda yeniliğin algılanma ve anlaşılma biçiminin evrimini nasıl yakaladığını vurgulamak önemlidir.

Günümüzde yenileme (inovasyon) yeteneği, giderek yeni teknolojik birleşimlerden yararlanma yeteneği olarak görülmektedir; artımlı yenileme (inovasyon) ve “araştırmasız yenileme (inovasyon)” kavramını da benimser.

Ayrıca, yenileme (inovasyon) sürecinin kendisi de önemli ölçüde değişti. Yenileme (inovasyon) ile ilgili faaliyete yapılan yatırım, hem yüksek gelirli ekonomilerin dışından yeni yenileme (inovasyon) aktörlerini hem de kar amacı gütmeyen aktörleri ekleyerek firma, ekonomi ve küresel seviyelerde tutarlı bir şekilde yoğunlaştı. Bilgi üretim faaliyetinin yapısı her zamankinden daha karmaşık ve coğrafi olarak dağıldı.

https://www.wipo.int/global_innovation_index/en/2020/

 

Buluşlar artık yenilemelerin gerisinde kaldı. Bir buluşu yenilemek çağa, zamana ve ihtiyaca göre yeniden düzenlemek daha verimli ve kullanışlı. Fransızcasını kullandığımız inovasyon, yani yenileme, insanların önce kendilerini yenilemeleri ile başlar. Yeniden Doğuş (renaissance), en güzel ve en başarılı örnektir.

Ne yazık ki bizler, daha bu ay kutladığımız ve yeniden doğuşa neden olduğumuza inandığımız fetih ile övünür ama bilim ve sanat için parmağımızı dahi hiç kıpırdatmamış olduğumuzdan asla bahsetmeyiz.

Bir gün bir öğrencisi Sokrates’e sorar:

─ Eğer demokrasi çoğunluğun kararını kabul etmekse, adil olan da bu değil midir? Mesela yüz kişinin oy kullandığı bir yerde elli bir kişinin kararına mı uymak daha adil ve doğru olur yoksa kırk dokuz kişinin kararına uymak mı? Hem çok mümkündür ki daha çok insanın daha az insana göre yanılma ihtimali daha azdır. Şu halde sizin demokrasiye karşı çıkmanız doğru olmadığı gibi haklı da sayılmaz.

─ Bize söyler misin bilge olmak mı daha zordur yoksa cahil olmak mı daha zordur?

─ Elbette ve hiç şüphesiz bilge olmak daha zordur. Bilge olmak için çok okumak araştırmak ve yorulmak gerekirken cahil olmak için bir şey yapmaya gerek yoktur.

─ Peki o halde bize yine söyler misin toplumlarda cahil insanların sayısı mı çok olur yoksa bilge insanların sayısı mı çok olur?

─ Elbette ve hiç şüphesiz cahil insanların sayısı fazla olur.

─ Peki bize yine söyler misin bir gemide yüz yolcu bulunsa geminin nerede-nasıl ve hangi yönde yelken açması gerektiğini kaptan mı daha iyi bilir yoksa o yüz yolcu mu?

─ Eğer yolcular içinde Denizcilik bilgisi olan yoksa pek tabi en iyi bilen kaptandır.

─ Peki o halde diyebilir miyiz ki herkes her konuda karar veremez, herkes bildiği yerde konuşmalı ve her iş ehline verilmeli?

─ Pek tabi olması gereken budur.

─ Peki o halde bize yine söyler misin kimin hangi konuda bilgili olup olmadığını bilmeden sadece çoğunluk oldukları için kararlarını doğru bulmak adil ve doğru olabilir mi? Hem sen de kabul ettin ki bir toplumda cahillerin sayısı bilgelerden hep daha çok olur…’’

Sokratesin, azınlık-çoğunluk, bilge-cahil ikilemlerinde aradığı şey, Doğru Karar Verme gerçeğidir. Mantığın vurgusu doğru karar alabilme yetisidir. Karar alma biçiminin, doğru karara gölge düşürme ihtimali onun, endişe kaynağıdır. Bu kuşku bu günlerde, ülkemizde gerçek olmuş gibi görünmekte.

Doğruyu savunmak, hiç bu kadar zor olmamıştı.!

Bilim, doğrunun anahtarıdır ama bilimden uzaklaşan, bilimi aşağılayan ve gerçekleri saptıran bir tutum ile karşı karşıyayız. Eğitimimizde Mantık, Felsefe, Sosyoloji, Psikoloji ve Kompozisyona yer yok. Düşünmek yerine yarım asırdan beri söylenen bir deyişin sanki uygulaması yapılmakta:

“Düşünen kafalara zararlı fikirler üşüşür!

Büyüklerimiz her şeyi bizden daha iyi düşünür.!”

Haldun Taner

Nevzat Tandoğan komünizm propagandası yaptığı gerekçesi ile nezarete alınan öğrenci gençlere;

- “Komünizm gelecekse, onu da biz getiririz. Size ne oluyor?” demişti.!

Japonya, ulusal gelirinin %3.26’sını yatırım olarak ARGE’ye harcıyor. İsveç %3.30’unu, İsviçre % 3,37’sini, Güney Kore % 4,81’ini, İsrael ise % 4,95’ini. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) "2018 Yılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Araştırması" sonuçlarına göre, söz konusu harcamanın gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı 2017'de yüzde 0.96 iken, 2018'de yüzde 1.03'e yükseldi. OECD ülkelerinin ortalamasının yüzde 2,4 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin Ar-Ge için ayırdığı bütçenin diğer birçok üye ülkelerin gerisinde olduğu ortaya çıkıyor.

GII- Global Innovation Index/Küresel Yenileme Endeksi hesaplamaları ve uygulamalarında üniversiteler önemli yer tutmakta. İyi ve köklü bir üniversite, ancak iyi ve köklü bir orta eğitimden gelen öğrencilerle adını duyurur. Daha yakın geçmişe kadar dünya üniversiteler sıralamasında ilk 500’e giren üniversitelerimiz mevcut iken bugün, ilk 1000’e giren üniversitelerimizden bahsedemiyoruz bile utancımızdan.

Eğitimsizliğimiz ile övünen, bu cehaleti kutsayanların arka plandaki çıkarları ise, liyakatsiz gelir ve güç elde etmiş olmalarından kaynaklandığına inanıyorum.

Ziya Paşa, yüz küsur yıl önce söylemiş:

"Milyonla çalan mesned - i izzette ser - efraz,

Birkaç kuruşu mürtekibin, cayi kürektir."

Yani, "Milyonla çalan başımızın tacıdır, birkaç kuruş çalan ise kürek mahkumudur."

Halkın %85’i ateist olan İsveç yolsuzluk, hırsızlık, gasp ve dolandırıcılık suçlarında dünya sonuncusudur.

Et immorale, non quaeritur ejus religione.

Ahlaksıza dini sorulmaz.!

Servet BAŞOL

www.servetbasol.com

210607