Lider - Önder
Hiç
düşündükleri kadar iyi olmayan insanlarla çalıştınız mı?
Biliyorum
şaşıracaksınız ama istatistiksel olarak, bu kişilerin erkek olması kadın
olmasından daha olasıdır. Bu doğru. Erkekler yetenekleri açısından, kadınlara
göre daha fazla aldanmaktadır.
Ayrıca
kariyerlerinde başarılı olmaları daha olasıdır. Çünkü diğer insanları, aslında
olduğundan daha iyi olduğun yönünde inandırmanın en iyi yolu, önce kendini buna
inandırmaktır.
Bu
sebeple, düşündükleri kadar iyi olmayan insanlarla çalışmanın yanında, onlar
için de çalışmış olabilirsiniz. Ne yazık ki sınırlarınızdan habersiz olmak
patron olma olasılığınızı artırır.
Ben
bir örgütsel psikoloji psikoloğuyum.
İş
hayatındaki insan davranışlarını öngörmek ve anlamak için bilim ve teknolojiyi
kullanıyorum.
Beni
cezbeden alanlardan biri de cinsiyet, kişilik ve liderlik arasındaki ilişki; daha
spesifik olarak, cinsiyet ve kişiliğin lider seçimlerimizi nasıl
şekillendirdiği ve bu liderlerin organizasyonları nasıl etkilediği. Cinsiyet
üzerine yapılan tartışmalar, kadınların liderlik pozisyonlarında yetersiz
temsil edilmesine odaklanmaktadır ki bu da aşağı yukarı evrensel bir durumdur.
Dünyanın
herhangi bir yerinde -- belki de İzlanda dışında -- liderlerin büyük çoğunluğu
erkektir.
Ancak
daha büyük bir problem, bu liderlerin çoğunun yetersiz olması.
Aslında
iş dünyasında veya siyasette, çoğu liderin takipçileri ve astları üzerinde
olumsuz etkileri vardır. Bu da düşük düzeyde katılım, güven ve üretkenlik ile
yüksek düzeyde tükenmişlik ve strese neden olur. Bu yüzden sormamız gereken
asıl soru neden daha fazla kadın lider olmadığı değil, ancak neden bu kadar
fazla beceriksiz erkek lider olduğudur.
Araştırmam,
bunun üç ana nedeni olduğunu gösteriyor.
Bunlardan
ilki, kendine güven ve yetkinliği ayırt edemememizdir.
İkinci
neden ise karizmatik bireylere olan sevgimizdir; özellikle de 1960'lardaki
kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasından bu yana – ancak bu, günümüz
dijital çağında zirveye ulaştı. Etkileyici ve eğlenceli liderler istiyor
gözüküyoruz ancak etkili bir lider ve bir stand-up
komedyeni arasında büyük bir fark var.
Doğrusu,
en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade sıkıcı olma seviyesinde
mütevazidirler.
Bu
yüzden, medyada veya gişe rekorları kıran filmlerde nadiren yer alırlar.
"İnsanların
hakkınızda düşündükleri konusunda endişelenmeyin. Eğer harika olduğunuzu
düşünüyorsanız, öylesiniz! "
Ne
yazık ki bu, sınırlarının farkında olmayan ve kendilerinden yersiz memnun olan
liderler bolluğu yaratır. Liderliği bir hak olarak görürler ve empati ile
özdenetimden yoksundurlar, böylece bütünlük olmadan hareket ederler ve pervasız
risklere yol açarlar.
Üçüncü
neden ise en iyi liderlerin narsisizmlerini kontrol altında tutmayı başarmalarıdır.
Kendileri
hakkında ne düşünüldüğü de dahil, diğer insanlara önem verirler ve itibarları
hakkında endişelenerek çok zaman harcarlar, bu sebeple onlar hakkında çok az
skandal vardır.
Öyleyse,
yeteneksiz erkeklerin lider olmasını nasıl engelleyebiliriz?
İlk
çözüm, işaretleri takip etmek ve insanları daha iyi lider yapan niteliklere
bakmaktır, özellikle de bu özellikler genellikle insanları lider yapmadığında. Bir
liderde bizi baştan çıkaran ve etkili bir lider olmak için ihtiyaç duyulan
özellikler arasında patolojik bir uyumsuzluk bulunuyor.
Liderlerimizin
performansını artırmak istiyorsak buna doğru özelliklere odaklanarak
başlamalıyız.
Ancak
önemli olan, bunun liderlerimizin kalitesini büyük ölçüde artıracağıdır. Büyük
ölçekli bilimsel çalışmalar göstermektedir ki, kadınlar erkeklerden yeterlilik,
tevazu ve uyum ölçütlerinde daha fazla puan almaktadır. Kendine güvenen,
narsistik ve karizmatik insanlara bayılmak yerine; yetkinlikleri, tevazuları ve
uyumlulukları nedeniyle insanları liderliğe yükseltmeliyiz. Bu aynı zamanda,
kadınların erkek liderlere oranla fazla olmasına yol açacaktır.
Yani,
eğer liderlerimizin kalitesini artırmak istiyorsak ve daha fazla kadının
liderlik mevkilerine ulaşmasına yardımcı olmak istiyorsak yapmamız gereken son
şey; kadınları seçtiğimizde standartlarımızı düşürmemek ama erkek liderleri
seçtiğimizde ise standartlarımızı yükseltmektir.
Bu
yüzden, kadınlardan beceriksiz erkekler gibi davranmalarını istemeyin. Bunu
yapabildiğimiz ölçüde, daha iyi liderlere sahip olacağız ancak ilerleme her
birimizle başlıyor.
Liderlerimizin
yetkinlik seviyesini artırmak istiyorsak liderleri yargılamak ve seçmek için,
önce kendi yetkinliğimizi geliştirmeliyiz, özellikle erkek iseniz!
Tomas
Chamorro-Premuzic
https://www.youtube.com/watch?v=zeAEFEXvcBg
Ronald
Reagan 1981 yılında yaptığı bir konuşmada; ABD Ekonomi politikalarının ilham
kaynağının, İbn-İ Haldun olduğunu işaret etmiş ve şu
sözüne vurgu yapmıştır;
-
Devletlerin kuruluşunda vergiler düşük, gelirler yüksek olur.
Yıkılışlarında
ise vergiler fazla gelirler az olur.
İbn-i
Haldun’un en önemli eserlerinden biri Mukaddime'dir.
Bu eserde devletlerin kuruluş, yükseliş ve yıkılışları "asabiyye" kavramı çerçevesinde izah edilirken
devletlerin hayatı şöyle tasnif edilir:
-
Birinci dönem, zafer ve kuruluş,
-
İkinci dönem, otorite ve yükseliş,
-
Üçüncü dönem, refah ve ümran,
-
Dördüncü dönem, Duraklama ve
-
Beşinci dönem ise israf, bozulma ve yıkılma dönemidir.
Bu
son dönem sefahat, şehvet ve hırsların egemen olduğu ve devletlerin yıkılmaya
ve çökmeye başladığı zaman dilimidir. İbn-i Haldun’a
göre; bir toplumun çöküşünün belirtilerini özetle şöyle belirtmek mümkündür.
-
Toplumda dayanışmanın yok olması.
- Üretimin
zayıflaması.
-
Fiyat ve vergilerin artması.
-
Liyakatin (ehliyetin) yok olması.
-
Adaletsizliğin ve kayırmacılığın artması.
-
Umutların kırılması, güvensizlik ve karamsarlığın hakim
olması,
- Göçün hızlanması.
Tüm
bu İbn-i Haldun verileri ışığında gördüklerimize şu
gerçeği de eklemeliyiz. Devlet, eğitimden kademe kademe çekilmekte. 4+4+4
uygulamasının başlatıldığı 2012 yılından bugüne kadar devlete ait 4 022 ilkokul
kapatıldı. Bolca açılan, imam-hatip eğitimi veren orta öğretim ile de bilime
geçiş yapmaktan çok uzağız. Yaratıcı eğitim ile aklı hür, vicdanı hür nesiller
yetiştirmenin tek yolu bilime yatırım yapmaktan geçer. Bilim sadece
üniversitede değil, daha çocukken öğretilir ise mantığı yer eder, sonraki
yıllarda gelişir ve güçlenir.
Eğitim
ya da eğitimsizlik sadece bize özgü bir durum değildir. Aslolan eğitimsizlikten
ders çıkarıp yanlışlarımızı düzeltmektir. Merak ve sorgulama çok verimli bir
başlangıçtır. Bakınız Mona Lisa Tablosu 1911 yılında bulunduğu müzeden
kaçırılmıştır. Hem de Müzenin bir çalışanı tarafından. Tablo ancak 2 yıl sonra
bulunabilmiştir.
İşin
ilginç yanı ise tablo kaçırıldıktan bir gün sonra tam 60 bin kişi, tablonun
kaçırıldığı Louvre Müzesine akın etmiştir. Neden mi?
Olmayan
tabloyu görmek için...!
"Sorun
eğitimsiz olmanız değil. Sorun size öğretilenlere inanacak kadar eğitimli olup
size öğretilenlerden herhangi bir şeyi sorgulayacak kadar eğitimli
olmamanızdır."
"The problem is not you being uneducated. The problem is that you are educated
just enough to believe what
you have been taught, and
not educated enough to question anything
from what you have been
taught. "
Richard Feynman
Küçük
konularda aklına, büyük konularda kalbine güven. - Sigmund Freud
210405