Son
17…
Havacılıkta mevcut 4 Lisans, Üniversiteler tarafından ders olarak verilemiyor.
Nedeni ise hem aday olmanın hem lisan bilmenin hem de öğretmenin mutlaka o
bölümde mevcut en az şartları yerine getirmiş ve Lisans sahibi olmak şartından dolayıdır.
Ancak, Sivil Havacılık içerisinde Lisans değil ama konusunda eğitilmiş olma
şartını belgeleyen Sertifika, 17 değişik bölüm için verilmekte.
Bu bölümleri sıralarsak;
01-Mass & Balance
02-Yolcu yönetimi
03-Yük yönetimi
04-Uçak yükleme
05-Ramp Eşgüdüm
06-Satış ve pazarlama
07-Cost kontrol
08-Tarife planlama
09-Ekip planlama
10-Kargo satış ve yönetimi
11-Uçuş destek yönetimi
12-Teknik destek hizmetleri
13-Havayolu lojistiği
14-Teknik depo yönetimi
15-Havayolu kalite yönetimi
16-Kabin hizmetleri
17-Yolcu İkram yönetimi
İster Niki Lauda
ister Kenan Sofuoğlu olun, apronda araç kullanmak için eğitilip sertifika almak
zorundasınız.
Daha açık şöyle söyleyebiliriz, eğitilmemiş hiç kimse, havacılık
işlerinden birinde çalışamaz.
Yukarıdaki 17 işin içerisinde de çeşitlemeler vardır ve hangi iş
kolu olursa olsun havacılıkta esas, önce aday olup belirli bir süre o iş
kolunda çalışmak, başarılı ve arzulu olduğunuzda da sizi o işin kursuna
göndermek.
Daha da sizlere ilginç gelebilecek bir farklılık da örneğin, benim
Lisanslarım yanı sıra aldığım Atatürk Havalimanı Araç Kullanma Sertifikam ile
Sabiha Gökçen Havalimanında ya da başka bir havalimanında araç kullanamaz
olduğum gerçeğidir.
THY’de senelerce bir uçakta saat doldurmuş olan bir pilot, bir başka
havayolunun aynı model uçağını, elinde lisansı olmasına rağmen, yine eğitim
görmeden uçuramaz.
Bu saydıklarımın hepsinin ortak geçerli nedenleri, alt yapısı ve
hukuku mevcuttur. Farklı olan tarafı ise uygulamalarda ortaya çıkar.
Gerek bizim SHGM gerekse YÖK, ICAO’nun ruhunu anlamaktan uzak bir
uygulama içerisinde Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi kurmakta ve kapasite
artırımında hiçbir engel tanımamaktadır. Hal böyle olunca da örneğin, Fakültelerde
İİBF okumuş herkes bırakın Meteoroloji’yi, Meteoroloji ile arasındaki farkı dahi
bilmeden Havacılık Meteorolojisi dersi vermekte. Ben her iki lisansımı alırken
gördüğüm Meteoroloji ve Havacılık Meteorolojisi derslerini hep saygın ve aktif
Meteorolojist hocalar vermişlerdi. Tamam, burada Uluslararası bir Lisans’ tan
bahsediyor diyebilirsiniz ama Fakültede “Ben bu dersi veririm” diyen İşletme ya
da Maliye okumuş birisin böyle bir yanlışa para kazanmak için atıldığına da inanmak
istemiyorum.
Konumuz sadece Meteoroloji değil. Türkiye’de daha ortada SMS’in ismi geçmez iken (esamesi
okunmaz iken-esame, Arapça “isim” sözcüğünün
çoğuludur) Koray Kaptan, pilotlarına bu dersi aldırmak için İrlanda’lı
bir şirket ile anlaşmıştı. Şirketin özelliği ise, herkese bu dersi vermekten
öte, Sivil-Ticari Pilot’lar için özgün bir ders hazırlayıp, başka şirket
pilotlarına da bu kursu vermiş olmalarıydı. Şimdi bizde herkes, her bölüm ve
şirkete her tür SMS kursu açıp ders vermekte. Ne o bölümde çalışmış olanın
çektiği sıkıntıdan haberdar, ne de karşılaştığı zorluklardan habersiz çevirdiği
yabancı kaynaklardan alıntılar yaparak genel örneklerle kursu tamamlıyor ve
oldu da bitti maşallah. Şimdiye kadar bir üniversitenin, havacılık sanayiinde
ilgili bölüm ile anlaşıp, ortak araştırma ve istatistik yaparak, elinde doğru
bilgi ve veri ile eğitim verdiğini duymadım.
Havacılıkta bu tür bu olaylara bilimsel yaklaşanların ise sesi
soluğu çıkmamakta. Yukarıdaki listeyi birkaç defa yazılarımda bahsedip
yayınladım. Ne de olsa YÖK Denetleme Kurulu üyesi bir Profesör Doktor, okumuş
değil cahil halkın ferasetine güvendiğini söyleyerek bu makama gelmiş. Bugün
geldiğimiz nokta daha da acı.
Birçok yazıda binlerce SHYO mezununun yürekler parçalayan durumunu
adet ve istatistiksel verilerle anlatmaya çalışan değerli havacıların hala
söylediklerine dikkat edilmemiş olması, durumu daha da zora soktu.
ETÜ-HUBF öğrencisi ya da mezunu olanlara bakın ne iş kapısı
açılmış;
Tüm burada bu işleri yapacak olanlar, inanın görevleri ile ilgili her
türlü kursu görmüş, eğitilmiş insanlar. Bu geçici çalışacak olanlar ise, onların
gözetimlerinde çalışabilirler ancak.
Bu işler için gereken özellik, Ramp
Eşgüdüm içerisindeki Uçak Temizlik ile Uçak Yükleme bölümünün sorumluluklarındadır.
İlgili sektör kuruluşlarında, dış kaynak kullanım alanı haline
gelen “Hava Aracı Temizlik” ile “Kargo-Bagaj Yükleme” için gereken
yeterlilikler, üniversitelerin SHYO bölümlerinde de eğitilebilirler. YÖK ardı
ardına Mass & Balance
bölümü açarken, taban çekeri hesaplaması dersini yüklemecilerin de
aldıklarından haberleri yok anlaşılan. Load Master ve
Harekatçılar gibi yüklemeciler de yükleme prensipleri yanı sıra taban çekeri
kursu görmek zorundadırlar. Yolcu bagaj ve Kargo yükleme, uçağın penceresinden
seyredilen ve her bavul atıldıkça içi “cızz”
edenlerin sandıkları gibi basit bir yükleme değildir. Elleçleme ile yapılan
işlerin çoğu, bilimsel eğitim ve beceriye dayalıdır.
Elbette böyle bir gereklilik için her üniversite kendi
öğrencilerini kayırıp koruyacaktır ama bunu yaparken hem saygınlığa zarar
vermeden yapmalı hem de işin sadece Uçak Ramp
(Yükleme/Boşaltma) olmayıp bir de Ramp Eşgüdüm
içerisindeki Uçak Temizlik olduğu da belirtilmeli idi. Handling açısından
bakınca bunların ikisi de SHY-YHT kapsamında Md.4 Yolcu (ve Bagaj) Hizmetleri ve
YHT Md.4.4 Bagaj İşlemleri ile Md.7 Havaaracı
Temizliği altında listelendiği ama bu ikisinin ayrı ayrı eğitim ve iş
özellikleri gerektiren uzmanlık dalı olduklarını da söylemeliyiz.
SHGM ve YÖK’te başka hata yok mu? Var elbette. Hostes eğitiminde Ditching zorunlu olduğu halde hala aday olmak için yüzme
bilme şartı yoktur. En zoruma giden ise vasıflı adaylardan hiçbiri ülkende
bulunmaz ise diye üçüncü dünya halkı için konmuş son bir adaylık şartını, diğer
şartları göz önüne almadan ülkemizde birinci sıraya çıkaran SHGM, elbet bu
yozlaşmadan uzak kalacak değildi. Bu ve buna benzer birçok kural, ülkelerin
tercihleri ile bulundukları konumun belirlenmesine neden olmakta.
Ülke insanının eğitimsiz kalması için elinden geleni yapanlara
inat, yurt dışında başarılarını duyup gördüğümüz genç insanlarımız, bizim
geleceklerimizi belirleyenler olmaya devam edeceklerdir.
Yinelemekte yarar gördüğüm şu gerçeği unutmayalım;
Şimdi
bakın, normal koşullarda, çocuklar doğduğunda %5'i, “üstün nitelikli” doğarlar.
Sizin
burada hiçbir şey yapmanıza gerek yok. Onlar “üstün niteliklidirler”.
Biz
ise o %5'i alıyoruz, 12 yıl eğitiyoruz ve bu oranı %2,2'lere kadar düşürüyoruz.
Bizim en büyük sıkıntımız bu ve biz bunu aşacağız.!
Tantum eruditi
sunt liberi - Sadece eğitimli
olanlar özgürdür. (Epictetus)
210322