Araştırma Üzerine

APH-1951.jpg

13 Ekm 1919 tarihinde yapılan “Paris Convention” - Paris Konferansı ile Komisyon çalışmaları başlar. Bu konferansta alınan kararların başında, Havcılık Kuralları Uluslararası Komisyonu (International Commission on Air Navigation - ICAN) kurulması gelir. Fransa’nın “Uluslararası Hava Gezin Komisyonu” tarafından Uluslar arası Havacılık fikrinin gelişmesi, ileride ICAO adını alacak olan bir kuruluşun ilk adımıdır. Havacılığa hiçbir katkısı bulunmayan ABD, II dünya savaşı galibi olarak duruma el koyar. 6 Haziran 1946'da, ilk PICAO Geçici Meclisinin sona ermesine doğru, Montréal, Kanada; 27 oyla Organizasyonun daimi merkezi olarak seçilir. Sırasıyla diğer aday şehirler için verilen oylar:

·      Paris - 9 oy

·      Geneva - 4 oy

·      Sonradan Çinde belirlenecek bir şehir için - 1 oy.

Montréal seçimi Şili tarafından resmen önerilmişti ve Peru, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya'da bu teklifi destekledi.

Montréal, 6 Haziran 1946'da yapılan ilk Geçici Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (PICAO) Geçici Meclisi tarafından ICAO'nun daimi merkezi olarak seçildi.

Örgütün Daimi Merkezi olmak isteyen Birleşik Krallık ile Birleşik Devletler arasında ICAO'nun merkezine ilişkin belli bir rekabet de yaşandı ama ABD’nin planlarında yer alan başka bir konu henüz önem kazanmamıştı. Birleşmiş Milletler Tüzüğü'nün gelişmesine yol açacak müzakereler halen devam ederken, zaten kabul edilmiş olan bir detay, yeni doğmakta olan BM'nin Genel Merkezinin savaşın galibi ABD’nin istediği gibi New York olacağıydı.

Sonuç olarak, Montréal uygun bir uzlaşma yeri olarak kabul edildi. Kanada bir yandan İngiliz Milletler Topluluğu'nun önemli bir üyesi, diğer yandan Amerika Birleşik Devletleri'nin önemli bir komşusu idi. Nede olsa New York ile aralarında ancak 598 km mesafe vardı.

Bugün Montréal şehri önemli bir uluslararası havacılık merkezidir. ICAO'ya ev sahipliği yapmanın yanı sıra, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Uluslararası Havalimanları Konseyi (ACI) ve Uluslararası İş Havacılık Konseyi'ni (IBAC) dahil diğer ilgili kurumlar bu şehir merkezinde bulunuyor.

Chicago Konferansında, Uluslararası Sivil Havacılık Sözleşmesinin taslağında, Birleşmiş Milletler savaş sonrası örgütlenme türünün ortaya çıkmasını öngörmüştü. Buna göre,

Madde 64:

Örgüt Meclis oyu ile doğrudan dünya güvenliğini etkileyen uzmanlığı dahilindeki hava konularına ilişkin olarak, dünya uluslarının barışı korumak için oluşturduğu genel kuruluşlarla uygun anlaşmalara girebilir.

Mayıs 1947'de düzenlenen ilk ICAO Meclisi'nde, A1-2 sayılı Karar, 3. Genel Kurul'da temsil edilen 32 Akit Devletin oy birliği ile kabul edildi. Bu, Birleşmiş Milletler (BM) ile olan sözleşmesini onayladı ve Konsey Başkanına, BM ile ICAO arasında böyle bir sözleşmeyi yürürlüğe koyan bir protokol imzalama yetkisini verdi.

ICAO Başkanı Edward Warner, 3 Ekim 1947’de bu protokolü imzalar ve ICAO Birleşmiş Milletlerin “Uzman Kuruluşu” olur. Bu anlaşmayla her iki kurum, Chicago Sözleşmesi ve BM Şartı'nın belirli maddelerinin yerine getirilmesi ve diğerinin çalışmalarına katılabilmesi için gerekli önlem ve şartları karşılıklı yerine getirme taahhüdünde bulunurlar.

Halen SHGM Genel Müdürü olan Sn.Bahri Kesici’nin “7 Aralık Dünya Sivil Havacılık Günü Mesajı”ında “Uluslararası” yerine “Dünya Sivil Havacılık Günü” demesi ve “7 Aralık 1944 tarihinde imzalanan Şikago Sözleşmesi ile Birleşmiş Milletlerin bir organı olarak kurulan Uluslararası Sivil Havacılık Teşkilatı (ICAO)” çevirisi, en basitinden bir “Mütercim Tercüman” hatası olmalıdır. (Specialized Agency of the United Nations). ICAO, Birleşmiş Milletlerin bir organı değil, aşağıda listelenen konusunda Uzman Kurumlardan biridir.

Sonuçta ICAO 7 Aralık1944, BM ise 24 Ekim 1945'te kurulmuştur.

ICAO, BM ile olan anlaşmanın resmileştirilmesinden sonra bağımsız ve özerk bir kurum olarak çalışmalarına devam etmiş, yeni kurulan BM statüsü ile Akit Devletlerinin çoğuna, örneğin Birleşmiş Milletler Teknik Yardım Programı aracılığıyla, takip eden yıllarda büyük ölçüde katkı ve yarar sağlamıştır. Ayrıca Birleşmiş Milletlere Uzman Kurum olarak ICAO Ekonomik ve Sosyal Konseyi ile yakın bir şekilde çalışmakta, küresel terör tehditlerine ve daha genel olarak teröristlerin uluslararası hareketliliğe odaklanan Güvenlik Konseyi toplantılarına belirgin bir şekilde katılmaktadır.

Bu teknik görev ışığında, ICAO ayrıca aşağıdaki gibi BM Birleşmiş Milletler, Özel Kurumlar ve Uluslararası Kuruluşlarla da birlikte çalışmaktadır:

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU); 1865

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA); 1957

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO); 1919

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO); 1948

Evrensel Posta Birliği (UPU); 1874

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO); 1950

Dünya Sağlık Örgütü (WHO); ve 1948

Dünya Turizm Örgütü (UNWTO). 1975

 

Thorsten Hellmann, Pia Schmidt, Sascha Matthias Heller tarafından hazırlanmış olan AB'de Sosyal Adalet ve OECD Endeks Raporu 2019, bir çok konuda olduğu gibi Eğitim konusunda da çok gerilerde olduğumuz gerçeğini yüzümüze vurmakta. Raporda deniliyor ki;

Türkiye’nin genel olarak Sosyal Adalet Endeksi’ndeki performansı, politika reformlarına ihtiyacı olan ülkeler arasında en acil olanı olarak yer almaya devam ediyor. 4,86 puanla, sadece Meksika'yı geçerek, 40. sırada yer alıyor. Değerlendirmemizdeki altı sosyal adalet boyutundan beşi arasında, Türkiye ortalamanın altında, dört boyutta ise en düşük on ülke arasına yerleştiriyor.

Bir toplum içindeki geniş tabanlı sosyal adalet, kaliteli bir eğitim için fırsatların eşit şekilde dağıtılmasını gerektirir. Maalesef, karşılaştırmalı çalışmamızda Türk eğitim sistemi, adalete en az sahip olanların başında gelmeye devam ediyor. Ülkenin bu boyuttaki puanı - 4.70 ki son on yılda neredeyse hiç değişmedi. Ortaöğretimsiz yetişkin nüfusun payı% 72,6'dan düşse de 2009'da Sosyal Adalet Endeksi % 62,6 ile Türkiye, örneğimizde en az eğitimli nüfusa sahip olmaya devam ediyor.

https://www.politico.eu/wp-content/uploads/2019/12/Social-Justice-Index-2019.pdf

 

“Scopus & Web Of Science Veri Tabanı Atıflar” istatiğine göre Türkiyede 68 rektörün uluslararası yayını bulunmuyor ve 71 rektörün araştırmalarında sıfır atıf var.

Uluslararası makaleleri derleyen İstatistikleri değerlendiren Üniversite Araştırmaları Laboratuvarı’nın (UniAr) kurucularından Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Karadağ, “Bu rektörlerin hayatı boyunca sıfır yayını var. Yayınlarını Türkiye’de yapmışlar. Burada atıflara dikkat etmek lazım; 71 rektörümüz hayatları boyunca yaptıkları araştırmalardan sıfır atıf alıyorlar. Bu rakamlar genel anlamda Türkiye’deki akademinin çöküşüyle ilgili bir durumdur” dedi.

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahsin Yeşildere ise üniversitelerde rektörlük seçiminin kaldırılmasıyla atamalarda liyakate bakılmadığını söyledi. Yeşildere, “Dünya bilim sıralamasında Türkiye giderek geriliyor. Üniversitelerde siyasi vesayet var, dini vesayetinde yavaş yavaş yerleştiğini görüyoruz. Dolayısıyla bilimin özgürce yapılması söz konusu değil” dedi.

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/1707261/68-rektorun-sifir-yayini-var.html

 

Türk çocuğu, liseyi bitirdiğinde, ana dilinde 9.000 kelime duyarak, okuyarak, öğrenerek mezun oluyor;

Bir İngiliz 98.000, bir Alman 88.000, bir Fransız 82.000, bir Finli çocuk 40.000 sözcük duyarak, okuyarak, öğrenerek mezun oluyor.

Orta eğitimden yüksek eğitime kadar dibe vurmuş bir ülkede bazı kavram ve çelişkileri netleştirmeye çalışmak tıpkı karaya vurmuş olan yüzlerce deniz yıldızlarından sadece bir kaçını denize geri atmaya benziyor. Çok bir şeyi değiştirecek olmasa bile, kesinlikle bir şeyleri değiştirdiğine inanıyorum..!

Yaşam, çok zalim bir öğretmendir.

Önce sınav yapar, sonra dersi verir...

ANDRÉ GİDE

Hikayenin sonunu biliyorum ama insan bazen yanılmayı ölesiye istiyor. (Anonim)

www.servetbasol.com

191216