“Hep bir yerlere, bir şeylere yetişme
telaşındasınız değil mi?
Hiç vaktiniz yok; “fast live”, “fast food”,
“fast music”, “fast love” ve dikte ettirilen “yükselen değerler”, “in” ler,
“out” lar…
Buna benzer bir odada, şanslıysanız gökyüzünü
görebilen bir pencere ardında bitecek hepsi.!
Eyy dostluğu klavyelerinde, yaşamı
monitörlerinde arayanlar, size sesleniyorum!
Hangi tuş daha etkilidir ki sıcacık bir
gülüşten ya da hangi program verebilir bir ağaç gölgesinde uyumanın keyfini?
Copy-paste yapabilir misiniz dalgaların
sahille vuruşunu?
İçinizi ısıtan gün ışığını gönderebilir
misiniz maille arkadaşlarınıza?
Sevgiyi tuşlarla mı yaşarsınız?
Öpüşmek için hangi tuşlara basmak gerekir?
Ya da geri dönüşüm kutusunda saklanabilir mi
kaybolan zaman?
Doğayı bilgisayarlarına döşeyenler, neden
görmezsiniz bir akasyanın tomurcuklandığını?
Ve ıslak toprak kokusu var mıdır kitaplarınızın
arasında?
Koklamak, duymak, dokunmak yok mu yaşam
skalanızda?
Bilgi toplumu oldunuz da, duygu toplumu niye
olmuyorsunuz?
Hayat ıskalamayı affetmez !!!
Keşkelerle, tühlerle baş başa kalmadan önce…”
Müşfik Kenter
İlk olarak bir Avrupa gezisinde tanıştım
“Akıllı Kasa” ile.! Bilmem neden öyle diyorlar. Akıllı olan kasa değil,
personel çalıştırmamak için icat edilen sistem.
Eskiden, ama çok eskiden “akıllı tartı”
vardı. Üzerine çıkıp 25krş delikten atar, kilonuzu öğrenirdiniz. Buna benzer
telefon kumbaraları vardı. Para attıkça konuşma süreniz uzardı. Bunlar hep yararlı buluşlardı. Sonra ilk
olarak Haçlı Seferlerinde kullanılan “Kredi Kartları” girdi yaşantımıza. Elbet
onun devamı da “Bankamatik” olacaktı. Bizlere hep “kolaylık” diye dayattılar.
Hoşumuza gitmedi de değil hani. Hele şimdi sana hizmet eder gibi görünüp seni
kendileri için çalıştıran bu sisteme övgüler dizenler, yine onlar için
çalıştığının farkında olmayan kullanıcılar.
Şimdi bir de Havayolu sektörü bu işe girdi.
Yer işletme ve İçişleri Bakanlığına bağlı Pasaport Kontrol Büro çalışanlarında
yapılan eksiltme ile kadrolar hafiflemeye başlayarak işsizliğin artmasına
katkıda bulunmakta.
Şirketler gibi devletin de bunu teşvik etmesi
ilginç. Kendi ayağına kurşun sıkmaya benziyor.
Geçen sene SAW-ERZ uçuşum ile ilgili
gözlemlerimi Sistem ve Kölesi yazımda aktarmıştım. Öğrencilerim Pazarlama
dersinde gördüler. Ürün özelliklerinden asla bahsedilmez. Önemli olan
özendirmektir. Bunu giyersen şöyle olur, bunu içersen (zıkkım iç) herkes seni
kıskanır, bunu alırsan sınıf atlarsın vs… Sonra alış veriş kasalarının yanında
otomatik ödeme yerleri. Hiç yadırgamazsınız ve hatta eğlence gibi gelir size.
Bir dükkana ya da mağazaya girip ürün çeşidi
ya da kalitesi hakkında konuşup, danışıp, size hizmet veren birinden alışveriş
yaptığınızı unutmuşsunuzdur ama onlarca senedir size hizmet etmek yerine sizi kullandıklarını
fark etmemiş olduğunuzu bu tür büyük alışveriş merkezlerinde anlamazsınız
bile..! Ne zaman anlarsınız?
İşsiz kaldığınızda.!
Peki 158 adet Havacılık eğitimi veren
üniversitelerimizden onlarca öğrenci -iyi ya da kötü eğitim almış olsa bile- mezun
oluyor ama onlar “akıllı makine” gibi sadece elektrik tüketerek çalışmıyorlar!
Aylık maaş isterler, sağlık sigortası isterler, geçim endeksine uygun ücret
isterler, taş çatlasa iki ya da üç lisan bilseler de akıllı makine gibi 56 dil
bilemezler..!
Tercih açık ara ortada. Akıllı Robotlar..!
Ama, işin aslı öyle değil;
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği
(IATA), havacılık endüstrisinde İnsan Kaynakları uzmanlarının küresel araştırma
sonuçlarını, yetenek edinme, eğitim ve gelişimindeki temel zorlukları
vurgulayarak yayınladı.
•
Katılımcıların % 73'ünden fazlasının temel iş alanları olan yer işletmeleri,
müşteri hizmetleri ve kabin ekibinde olmasını bekliyor.
•
Yeni adayların maaş taleplerinin yanı sıra bazı durumlarda, adayların uygun
beceri düzeyleri ve niteliklerine sahip olmamalarından dolayı yeni yetenekler
bulma zorluğu % 48'ler dedir.
•
İnsan kaynakları profesyonelleri, her çalışanın maaş ve tazminat paketine ek
olarak, kariyer ilerlemesi fırsatları (% 49) ile kalkınma ve eğitim (% 33)
yüzdelerini, iş tatmini ve süreklilikte yüksek öncelikler olarak belirlemiştir.
•
Katılımcıların sadece % 28'i, mevcut eğitimin etkili olduğunu ve eğitimin
etkinliğini artırmak için birçok kuruluşun kurum içi eğitimlerini dış
ortaklarla tamamlamayı amaçladıklarını bildirmiştir.
Güvenlik ve müşteri hizmetleri becerileri,
sektördeki yöneticileri işe almak için önceliklidir. Teknoloji gerçekte,
müşteri hizmetleri rolünü değiştirirken çalışanın yerini almıyor.
•
Katılımcıların yaklaşık % 75'i, önümüzdeki iki yıl içinde müşteri hizmetleri,
yer işletme ve kabin ekibi işlerinde artış beklemekteydi.
•Bu
oran, güvenlik işlerinde büyümeyi bekleyen katılımcıların % 65'inden ve
düzenleyici pozisyonlarda büyümeyi bekleyen % 63'ten daha yüksektir.
Bir dizi havayolu raporlarında, Başkan
Yardımcısı ve Yetenek Gelişimci Brendan Noonan'ın da yer aldığı Qatar Airways
Group'un da desteklediği bu anlayışa katkıda bulundu.
“Bir
havayolu şirketi olarak yeni temas noktalarında müşteri hizmetlerine destek
için getirebileceğimiz yenilikleri bulmamız gerekiyor ve genel müşteri
deneyimini daha hızlı ve daha keyifli hale getirmek için bunu teknoloji ile
tamamlamalıyız. Müşterilerin bizden beklentileri var ve biz de bunları
karşılaşmak zorundayız. “
IATA'nın Eğitim ve Danışmanlık Direktörü
Guy Brazeau, “Bu işte olmak heyecan
verici” dedi. “Bu endüstri anketinin
sonuçlarını gerçekten almayı dört gözle bekliyoruz ve umuyoruz ki, planlama,
eğitim fırsatları ve endüstrilerimizde benzeri görülmemiş düzeylere çıktıkça,
İK profesyonellerinin odaklanılacak alanlar ile ilgili kararları için yol
gösterici olabilir.”
Akıl, her şeyin başı ise plan yapmak da aklın
bir göstergesidir.
Peki, bu düşünceyi “proje” haline biz ne
zaman getireceğiz?
En yakın plan ile en uzun plan arası şimdilik
“yarın” ile “50 sene” arasında görünmekte.
“Yarın” kavramı Arap kültüründe savsaklama
anlamında çokça söylenir.
İlk Suudi Arabistan seyahatimde duymuş ve
hayretle not etmiştim, sanırım şimdi kullanmanın tam yeri;
“Bukra inşallah.!”
190916