Küresel Cinsiyet Farkı Raporu 2017
Yetenek, büyüme ve rekabet gücü için en önemli faktörlerden biridir. Hem dinamik hem de kapsayıcı olan gelecekteki ekonomileri inşa etmek için herkesin eşit fırsatlara sahip olmasını sağlamalıyız. Kadınlar ve kızlar, hem faydalanıcı hem de şekillendirici olarak entegre olmadığında küresel topluluk, küresel zorlukları ele almak ve yeni fırsatları değerlendirmek için kritik olan beceri, fikir ve bakış açılarını kaybeder.
Bu rapor, Dünya Ekonomik Forumu ölçüme başladığından bu yana küresel çapta toplumsal cinsiyet paritesinin bu yıl ilk kez tersine döndüğünü ortaya koyuyor. Yine de, önemli bir gelişme kaydeden ve yeteneklerin büyüme için kritik bir faktör olduğunu anlayan birçok ülke var. Bu ülkeler daha fazla başarı için hazırlanıyorlar. Bu yılki analiz, sektör seviyesinde cinsiyet farklarını da ortaya koyuyor ve özellikle, nitelikli kadınların eğitim sisteminden çıkmasına rağmen, pek çok sektörün, böyle bir kapasiteye sahip olmaktan vazgeçip onları işe alma, tutma ve destekleme konusunda başarısız olduğunu vurgulamakta.
Dünya kapitalizmden yetenekçiliğe doğru ilerlerken, ulusal ve iş seviyesinde rekabet edebilirlik, bir ülkenin veya şirketin yenilikçi kapasitesi tarafından her zamankinden daha fazla bir şekilde kararlaştırılacaktır. Bu yeni bağlamda, kadınların yetenek havuzuna entegrasyonu bir zorunluluk haline geliyor.
Raporun bu son baskısının, hükümetlere cinsiyet eşitliğini, daha sıkı politika oluşturma yoluyla, toplumsal cinsiyet eşitliğini kritik ekonomik ve ahlaki bir zorunluluk olarak önceliklendirmeye ve hepimizin Global olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini etkileyen her gün yaptığımız seçimlerde son derece bilinçli olmaya ve bu raporun her okuyucusunu, bu çabalara katılmaya çağırıyoruz.
KLAUS SCHWAB
Kurucu ve İcra Kurulu Başkanı, Dünya Ekonomik Forumu
http://www3.weforum.org/docs/WEF_GGGR_2017.pdf
Cinsiyet ayrımı nedenlerini araştırırken, elbet bazı temel dayanaklar seçilmeliydi. Seçildi de;
Ekonomik Katılım ve Fırsat, Eğitimsel
Kazanımlar, Sağlık ve Hayatta Kalma, Politik Güç.
Raporda yer alan 144 ülke, son yıllardaki değişmeyen kadın ve erkek arasındaki açığı geçen yıla göre hafif bir düşüşle sağlık ve eğitim konularındaki kazanımlarıyla arayı kapatmayı ancak başarabilmiş.
Bununla birlikte, ekonomik katılım ve siyasi güçlenme konusunda kadınlar ve erkekler arasındaki aralık hala fazladır. Ekonomik Katılım konusunda uzun vadeli yavaş ama istikrarlı bir iyileşme eğilimine karşı siyasi güçlenme, uzun süredir değişmemekte ısrarcı.
Genel bir bakış ile nedenler arasındaki ilişkiyi görmeye çalışırsak, bizim üzerimizde ve hatta ortalamanın üzerinde göreceğimiz ülkelerin dini açıdan bu konularda etkin bir sınırlama koymadıkları açıkça görülecektir.
Nüfus oranlarına göre sıralamada ortalamanın üzerinde yer alan ülkelerdeki
Müslüman Ahali % leri şöyle;
Bangladesh 90%, Kırgızistan 83%, Endonezya 87%, Tanzanya 61%, Arnavutluk 59%, Kazakistan 47%, Bosna-Hersek 40%, Makedonya 32%, Surinam 22%
Nüfusundaki Müslüman oranı %20’den az olan diğerleri;
Mozambik, Singapur, Uganda, Bulgaristan, Kenya, İsviçre, vs..
Bu ülkelerin hepsi bizim ve ortalamanın üzerinde yer almaktalar.
Bizim altımıza yer alan devletler ise şöyle sıralanıyor (131.ci sıra sonrası);
Moritanya, Fildişi Sahili, Mısır, Ürdün, Fas, Lübnan, Suudi Arabistan, Mali, İran, Çad, Suriye, Pakistan ve Yemen.
Eğitim Fırsatçılığında Almanya 98, Türkiye 101.ci sırada.
Ekonomik Katılım ve Fırsat Eşitliğinde ise Almanya 43, Türkiye 128.ci sırada.
Sağlık ve Yaşamsal Bakım’da Almanya ve Belçika dahil, ortalamanın da üzerindeyiz, 59.
Politik Güç konusunda biz 118 ile aşağılarda yer alırken ABD bize en yakın ülke, 96.cı.!
Şu an ülkemizde ne politik ne de sosyal gündemde, kadın erkek eşitliği diye bir kavram bulunmamakta.
“Bu yılki analiz, sektör seviyesinde cinsiyet farklarını da ortaya koyuyor ve özellikle, nitelikli kadınların eğitim sisteminden çıkmasına rağmen, pek çok sektörün, böyle bir kapasiteye sahip olmaktan vazgeçip onları işe alma, tutma ve destekleme konusunda başarısız olduğunu vurgulamakta.”
Yetenek bazlı bir eğitime geçmeden, meslek okulları ve meslek yüksek okulları kurmadan bile cinsiyetler arası Eğitim Fırsatçılığında Almanya ile aramızda sadece 3 sıra fark var. Tüm olumsuzluklara rağmen en kötü durumda olmamız beklenirken aslında bu konuda iyi bir yerdeyiz. Bir de yetenek bazlı eğitim sistemi kurmuş olsaydık daha da üst seviyelerde olacaktık mutlaka. Sorun ise böyle bir üst seviyede olup, bu seviyenin getirisinden yararlanamamak ve bu seviyeyi içselleştirememek.
Duyduğumuz her şey bir düşünce, olgu değil.
Gördüğümüz her şey bir bakış açısı, gerçek değil.
Marcus Aurelius
Yılsonu yaklaşıyor.
Yeni bir yıla girmekteyiz.
Allah hepimize zihin açıklığı versin.
Bolluk, bereket ve güzellikler bizimle, Yeni Yılınız Kutlu Olsun.
181231