Güvenlik Bilinci
“Kötü bir olay, bir kaza olduğunda her toplumun
güvenlik bilinci sınanır.
Kötü bir olayın tekrarlanmaması birincil derecede
önemlidir. Kazanın tekrarlamaması için kaza nedeninin ne olduğu öncelikle
belirlenmeli ve ilgili önlemler ivedilikle harekete geçirilmeli.
Olayın ilgi çekecek, sansasyon yapacak yönleri öne
çıkartılmamalı. Nelerin bu kötü olaya yol açtığı üzerinde kafa yorulmalı. Bu
aşamada toplumun dikkati nedenlerin belirlenmesinin önemine yönlendirilmeli.
Olumsuz olayın nedenleri ortaya çıkmadan ilgili
sorumluluklar üzerine yorum yapılmamalı. İlgili sorumluluklar soyut olarak
belirlenmeden kafadan atarak yapılan tahminlerle sorumlu kişiler ya da
kuruluşlar ilan edilmemeli.
Eğer amaç kötü bir olayın tekrarının engellenmesi ise
yalnızca “tetiği çeken” değil, tetiğin hangi koşullarda çekildiği, çevre
güvenliğini sağlamanın ya da riskleri göze almanın başka kimlerin
sorumluluğunda olduğu da irdelenmeli...”
A.Rıza SARAL
http://largesystems-atc.blogspot.com/2014/03/guvenlik-bilinci.html
Havacılık son on yılda, “kök neden” araştırmasında
oldukça mesafe aldı. Tek başına yeterli mi? Elbette sadece kök neden
araştırması yeterli olmayacak. Bu araştırmayı yürütecek olanların da
yeterliliği araştırılmalı.
Bize gerekli olan; Kök Neden araştırmasına inanan,
eğitime değer veren, yeterli ile gerekli arasındaki farkı bilenler. Yoksa yaşantısında
SMS olmamış, uygulamamış, sorumluluk almamışların, çeviri okuyarak öğretmeye
çalıştığı bir ortamda yetişmişlerin değil, iyi dil bilen lisans sahibi eğitmenlerin
oluşturduğu gerçek havacıların çıtayı yükselttiği bir eğitim seviyesine sahip
donanımlı meslektaşların yapacağı bir araştırma.
Bu gün üniversitelerimizde verilen eğitimin seviyesini
sizlere kısaca örnekleyeyim.
Ancak dizleri ağrıyınca yağmur yağacağını söyleyebilen
bir SHYO Sivil Hava Ulaştırma Hizmetleri Programı çerçevesinde Temel
Meteoroloji, hem de bırakın Temel Meteorolojiyi, Havacılık Meteorolojisi ile bu
ikisi arasındaki farkı dahi bilmeden ders veren, bu konuda hiçbir eğitim
almamış öğretim görevlileri var. “Havacılık sektöründe mesleki ve etik
sorumluluklarının farkında; etkin iletişim, organizasyon ve yönetim
becerilerine sahip nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamayı hedeflemekte”
diyen bu okullar, YÖK diploması vermekte. Bundan daha “derin” bir seviye
olamayacağına inanıyorum.
İngilizce bilme zorunluluğu olmayan bu YÖK sisteminde
(hem öğretim görevlisi hem de öğrenci için), havacılıktaki gelişmelerden uzak,
kendi içerisine kapanık, verdiği diplomanın havacılıkta geçerliliği olmayan ama
yine de toplamda senelik 14.805 öğrenciyi bu olumsuz şartlarda eğitime alıp
Yüksek Okul Diploması veren bir YÖK. Bu şartlarda YÖK’ün, diğer bölümlerde de
“kök neden” araştırması yapabilecek öğrenci yetiştiremeyeceği açıktır.
2011 senesinde yazmış olduğum Diş Doktorları CRM
uygulayacak yazım, ilgilenecek
olan YÖK mensupları için hala sayfamda duruyor.
Kök Neden araştırmasının
uygulaması hakkında elbette birçok üniversitenin haberi var. YÖK dahi bundan
haberdardır. Uygulamaya gelince iş çıkmaza girmekte. Bilirsiniz, eğer bir
“prensip” koyarsanız, o koyduğunuz prensip, sizi de bağlar. Bu nedenle “bana da
mı?” özlü söz sık sık kullanılır ve ardından “bir defadan bii şii olmaz”, sonra
da “kurallar bozulmak içindir” ile konu kapatılır. Sonra da UNESCO
araştırmaları ülkemizde de yapılmaya devam eder ama biz bu verilerden hiç ders almayı bırakın,
üzerinde bile durmayız. Çünkü bu araştırmalardan biri Türk insanının Okuduğunu
anlama becerisinin olmadığına işaret ediyor. Avrupa Ekonomik İşbirliği ve
Kalkınma Teşkilatı (OECD) ülkeleri içerisinde Türkiye 72 ülke arasında 50.
sırada yer alıyor. Türkiye, iş yerinde problem çözme ve teknolojiyi kullanmada
8 puan ile OECD sonuncusu. (Bknz: Müsaadeye Tabii..)
Kusurları olan insan, başka
insanların kusurlarını arar.
Bilen insan istiridyeyi
değil, istiridyedeki inciyi bulur.
Değerli olan da incidir.
Bedeni değil, içindeki
yüreği, güzellikleri, inciyi görebilmek...
Kendini üstün gören, diğer
insanların zayıflıklarını, kusurlarını arayanın yanılgısı
Kendi kusurlarını örtmeye
çalışmasındandır.
Aret Vartaryan 2014
Tezatlarla dolu ülkemizde, çok güzel Atasözleri de
var.
Doğruyu söyleyeni dokuz
köyden kovarlar.!
Bana dokunmayan yılan bin
yaşasın.!
Ama illa bir şey yapacaksanız;
“Siz de hayra ve barışa yönelik iş yapın.” SEBE 11.
Kök neden arayın.!
181224