Açık
Yenilikler 2017
16-18 Ekm 2017
tarihlerinde Moskova’da gerçekleştirilen bu 6. oturum,
98 ülkeden 18.200 katılımcı ile her anlamda rekor kıran bir toplantı oldu. Üç
gün süren iş, hükümet ve toplumla ilgili tematik oturumlarda, 650'den fazla konuşmacının
sunumları gerçekleştirildi.
Dmitry Medvedev konuşmasında
dedi ki;
Sayısallaşma sadece yaşam tarzımızı değiştirmez,
aynı zamanda enerji, ulaştırma ve mühendislik gibi geleneksel endüstrilerde
nasıl çalıştığımızı da belirler. Sayısal ekonomi bizi gerçek ve sanal duyularla
da sarmaktadır. Akıllı telefonlar, mobil internet, sosyal ağ, e-ticaret ve
elektronik ödemeler, modern yaşam tarzımızın bir parçasıdır.
Veri işleme, tüketici davranışını tahmin etmeye ve hatta tüm
pazarları dönüştüren yeni iş modelleri oluşturmaya yardımcı olur.
Michio Kaku
(Gelecekgörüşçü, City College of
New York’da Profesör)
Gelecekte bilgisayar devrecikleri
(chips) nerede ise bir yokluğa mal olacak. Çöpten, geri dönüştürülecek olan
kağıttan bile daha ucuz olacaklar. Temas merceğinizi (contact lenses) takıp ve
sadece bir göz kırpma ile çevrimiçi olacaksın.
Ya da yapay zekayı ele alalım:
RoboDoc, herhangi bir dili
konuşabilen, internete ücretsiz erişebilen ve tıbbi tavsiyede bulunan bir
robot. Doktorlar RoboDoc'u asistan olarak kullanacaklar. Bu hizmeti kullanmak
için belirli bir dili konuşmanız da gerekmeyecek.
Ya da herhangi bir dili
konuşabilen ve yasal hizmetler sunan bir robot avukat. Bunun olacağına
inanıyorum.
Bu ekonomi otomobil endüstrisinden
daha büyük olacak. Arabanız da bir robot olacak. Sizinle konuşacak. Belki
arabanla tartışacak ya da onunla konuşacaksın. Arabanızla park edecek veya git kendini
park et diyeceksiniz. Bu kentsel ortamda bir devrim yaratacak ve artık park
etme konusunda endişelenmeyeceksiniz.
Beyin, sayısallaştırılacak son hedef
olacak.
Araştırmacılar zaten insan beynine
hafıza indirmek ve yüklemek için deneyler yapıyorlar. Bu internet için yeni bir
devrim olacak. Hisleri, duyguları ve hatıraları çevrimiçi ortamda saklamak
mümkün olacak. Bu gençlerin yaşamlarını değiştirecek. İlk dans kulübünde ya da
ilk öpücüğünüzde hissettiğiniz buna benzer duyguları saklayabileceksiniz. Gelecekte
internete girip tüm bunları hatırlayabilecek, görebileceksiniz. Bir yerlerde sizinle
birlikte olan kişilerle iletişim kurabileceksiniz.
Bu neredeyse büyü. Biz buna beyinağı
diyoruz.
Biyoteknoloji aynı zamanda sayısal
teknolojiye geçiyor. Burun, kulak, damar ve böbrekler oluşturabiliriz. Sirozlu
hastalar ve benzerleri için karaciğerler ve benzeri organlar yetiştirilecektir.
Ekonomi de sayısallaşıyor.
Kapitalizm arz ve talebe dayanır,
ancak bir şey satın aldığınızda, bir satış elemanının hile yapabildiğinden
dolayı gerçeğin ne olduğunu bilemezsiniz. Sayısal ekonomide kimlerin hile
yaptığını ve kimlerin uygun fiyatlara sahip olduğunu öğrenebileceksiniz. Elbette
bunları temas merceklerinizle (contact lenses) görebileceksiniz. Bundan bazı
insanlar kazanacak ve bazıları kaybedecek.
Kaybedecekler “aracılar” olacak.
Amazon nasıl büyüdü?
Uber nasıl bu kadar hızla gelişti?
Çünkü aracıları sayısal
teknolojilerle değiştirdiler.
Siz de eğer milyarder olmak
istiyorsanız, herhangi bir sanayiyi ele alın, sürtünme kaynaklarının olduğu
yerlere bakın, aracıların olduğu yerler, engellerin olduğu yerler, insanların
hayal kırıklığına uğradığı veya zorluklar yaşadığı yerlere. Tüm bu yerleri sayısal
teknolojilere dönüştürün ve bir sonraki Amazon'u da sizler yaratın.!
http://government.ru/en/news/29668/
Ekonomistler yok
olan iş kolları olduğuna katılmıyorlar, bunların yeni işlerle değiştirilip
değiştirilmeyeceğini tartışıyorlar. İktisat tarihi, bize bunun olabileceğini
söylüyor. Otomobil demircileri ortadan kaldırdı, ancak araba üretimi ve otoyol
yapımında yeni işler yarattı.
Serbest iş
kaynakları tarihi bize, her zaman bir yedek çıkış yolu bulunduğunu ve sayısal ekonominin
de bundan farklı olmayacağını söylüyor.
Taş ustalığı, el
emeği göz nuru gibi görünse de, altında gizli olan mühendislik (hesaplama) yetenek
ve zekasını görsel hayranlığa çevirmesi ile özünden bir şey kaybetmiyor. Yukarı
yarım çember bir köprü şimdi aşağı yarım çember olarak yapılmakta. Taş köprü,
oldu asma köprü. Elbette o taş ustalarının sergiledikleri hesaplama
yeteneğinden faydalanarak.
Bizler
üniversitelerimizde hala adını bile doğru düzgün koyamadığımız havacılık ile
ilgili çeşitli dallarda öğrenci yetiştirmeyi, havacılıkla ilgisi olmayan başka
eğitim dallarında yetişmiş öğretmenlerle gerçekleştirmeye çalışırken, bilgi
temelli değil, özel yetenekli öğrenci yetiştirmek zorunda olduğumuzu
unutuyoruz. Ya da, eğitim ekonomisi, bu geçişi yapmamızı engelliyor.
Küresel
gidişattan uzak, yaptığımız anlaşmalardan bihaber, çevremizi umursamaz,
gelişmeleri takip etmekten yoksun, süredurumu (statükoyu) koruyarak kendimizi
teknolojiye teslim edip, sonra da o teknolojinin nimetlerinden yararlanmayı
düşünmek saflık olur.
İnsansız
teknoloji anlamsızdır. Teknolojiyi kurmak, düzenlemek, bakımını yapmak,
işlemesini sağlamak ve gerekli donanım ile gerekli verileri yüklemek için yine
insana gerek vardır ki insanımız teknolojiden yararlansın, çağa ayak uydursun.
NGAP kapsamında
bir eğitim politikası oluşturamadık. Hala SHGM ile YÖK, yasal bir birlikteliğe
ulaşamadı.
Aradan geçen onca
seneden sonra bir hatırlayalım İstanbul’da neler olmuş;
24-25 Haziran 2010 senesinde İstanbul’da yapılan ECAC
Havacılık Eğitim Konferansı’nda ortaya konan birkaç önemli maddeyi
hatırlayalım.
1- NGAP Task
Force şu üçlüyü hedefledi;
a) Yetenek bazlı eğitimi
tanıtmak ve geliştirmek,
b) Tüm dünyadaki
eğitimleri uyumlu hale getirmek.
c) Endüstriye çekici gelecek yol ve
yöntemleri bulmak.
2- Mart 2010 senesindeki NGAP
Sempozyumunda tartışılan konulardan;
a) Modern eğitim teknolojilerinin
kullanılmasına imkân sağlayacak hukuki düzenlemelerin altyapısını hazırlamak,
b) Artmakta olan çok gelişmiş
teknolojilerin yeni yöntemler ile ihtiyaca cevap verecek şekilde eğitime
uyarlanmasını sağlamak,
c) Üniversite eğitim programlarının
güncellenmesi ve NGAP (Task Force) Görev Gücü tavsiyeleri doğrultusunda yapılanması.
3- Personel Yetkilendirme
çerçevesinde
a) Eğitim önceliğinin Pilot ve
Teknisyenlere ve devamında Hava Trafik Kontrolörleri ve Uçuş İşletme
Uzmanlarının da eğitime dahil edilmesine,
b) Eğitimdeki uyumun küreselleşmesi için ICAO’nun
bu seferberlikte öncülük etmesinin,
c) Bir sonraki neslin şu an içinde
bulunduğumuz şart ve değerler manzumesi içerisinde olmayacaklarının
vurgulanması.
4- Temel sosyal konuların iş
dünyasını, değerlerimizi ve kişisel anlayışımızı değiştirmekte olduğunu artık görmeliyiz.
5- Zaman değişiyor, bizde
uyum göstermeliyiz.
Tüm bu
sorumlulukları kimler, hangi oranda yerine getirdi?
Gidişattan memnun
muyuz?
Montreal, Canada, 1 – 4 Mart
2010 tarihinde gerçekleşen NGAP Next Generation of Aviation Professionals Symposium’da
ortaya konan “niyet” ile ilgilenmeli ve geleceği ona göre
yapılandırmanın gayreti içerisine girmeliyiz;
“The intent of the
symposium is to propose specific actions in two areas: to update and modify the
regulatory environment in order to improve the effectiveness and efficiency of training
and education”
Eğitim;
Okulda öğrenilen her şeyi unuttuktan sonra geriye kalandır.
Einstein
180507