PİETA’YI
GÖRMEK - Üretim ve Yaratıcılıkta Döngünün Rolü
Matematikte
yakınsamak, Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “Değişken bir büyüklüğün durağan bir
büyüklüğe, hiçbir zaman erişmemek şartıyla gittikçe yaklaşışı” olarak
tanımlanır. Belirli bir fonksiyonu uyguladığımızda çıkan sonuç, giderek her
uygulanışta belirli bir değere yakınsıyorsa o fonksiyonun limitine, sınır
değerine ulaşırız.
Günlük
hayatımızda da, yakınsamak önemli bir kavram… Örneğin eğitimde, küçük
çocukların eğitiminde aynı şeyi birkaç kez söyler, uyarırsak çocuğumuz giderek
daha iyi ve doğru davranır. Çocuğumuzun davranışı bizim uyarı ve onu gözleyiş
döngümüz sonucunda iyiye doğruya güzele YAKINSAR.
Döngü
(iteration) bilgisayar programlayışta sabit bir işlem dizisinin değişken bir
giriş dizisine uygulanışı ve bunun bir sonuç dizisi çıkarışıdır. Örneğin, İETT
gişesinde bilet satan memur, kendisine gelen istekleri hep aynı döngü içinde
hep aynı grup işlemleri yaparak yerine getirir.
Döngünün
çeşitli tipleri var. Hiç bitmeyen döngüye sonsuz döngü denir. Sonsuz döngüye
giren bir bilgisayar donup kalır, hiçbir giriş kabul etmez, tıpkı bitkisel
hayata giren hastalar gibi…
Günlük
dilimizde yaygın olan bir döngü biçimi, kısır döngü…
TDK
sözlünde, kısır döngü “Aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların
tekrarlanması, sürdürülmesi” olarak tanımlanır.
Düşününüz,
kültürümüz kısır döngünün altını ne kadar çok çizer…
Öte
yandan kısır olmayan olumlu döngü için tek bir Türkçe kelimemiz olmaması, Çinli
bir kralın “ülke savunmasında en kıymetli şey dildir” deyişini hatırlatır bana.
Sanırım, bizim dilimiz kıymetli şeylerin ifade edilmeden uygulandığı, harekata
dönüştüğü askeri bir kültürden geliyor…
Döngü
maddenin ve yaşamın temelinde olan bir olgu.
Tekrar
etmeğe dayanıyor. Var olmak kadar temel.
….
(Devamı
Ali R+)
Editöre Not: İmla hatalarını
düzeltmeyiniz. Hatalar güzeldir. Onlar da lazim.
Yaşantımız
döngülerle dolu.
Bilinçli ve
bilinçsiz yaptıklarımız ile yaşantımıza devam ediyoruz.
Hiç
sorgulamadıklarımız ve hiç sorgulama niyetinde olmadıklarımız da var.
Oku, anla, araştır, düşün, uygula.
Tüm bunları,
anadilindeki 9000 sözce ile yapman zordur. (İki
ileri, bir geri)
Okuyarak
başlamanın ötesinde başka bir çözümü de yoktur cehaletten kurtulmanın. Tez ve
karşı tezi birlikte okumanın vereceği hazzı ancak tadan bilir. Bu haz, kişinin
kendi inancı ile kendi doğrularını yarattığı andır. Kişinin birey olduğu andır ("râinâ" demeyiniz "unzurnâ" deyiniz”;
bizi güt demeyin, bize bak deyin).
Ancak bireyler
bir şeyler üretebilirler. Üretilen her eşya (Arapça “şey”
sözcesi tekildir, şey’in çoğuluna “eşya” denir) elbet
yararlı olacaktır iyi ve düzgün bir kullanımla. Bu da ancak üstün sözce
yelpazesi ile olasıdır. Üretilen her eşya, her varılan sonuç, “Oku, anla, araştır, düşün, uygula” sıralaması
ile oluşursa kısır döngüden uzak olur. Birikime (kültür=ing;fr-culture=it-cultura=Alm-kultur)
katkı olmayınca gelişme olmaz. Gelişmeyen birikim ise bizi geriye götürür.
Kısır döngü ile
gelinen nokta çok açıktır.
46 yükseköğretim
ve 13 ortaöğretim kurumu havacılığa öğrenci yetiştirmek ile uğraşıyor ama YÖK
lisansı SHGM’de geçmiyor. Tıpkı SHGM’nin verdiği lisansın YÖK’de geçmemesi
gibi. Yine de her sene yaklaşık 2750 öğrenci bu üniversitelere kayıt
yaptırıyor.
Düşünmek için sadece
sözce değil, kavram ve kavrayış yelpazesine de gerek vardır. Her bir düşünce
yeni ufuklar açar. Sanat, hayal etmeyi tetikler.
-Volter'in
evrenin büyük patlama ile oluştuğunu ilk iddia eden olduğunu biliyor muydunuz?
-Gothe'nin
spiral nebulaların aslında dönen yıldız kümeleri olduğunu iddia eden ilk insan
olduğunu da.!
“Eppur si muove” Galileo
180302