Yalanlarımız Ortaya Çıkmadıkça…
Hepimiz
Dürüstüz..
Schindler's
List..
Havadan
ağır makinelerin uçması imkansızdır.
Lord
Kelvin - 1895
Royal Society Başkanı.
İcat
edilecek herşey icat edildi.
Charles
H. Duell - 1899
ABD Patent Dairesi Başkanı
Uçaklar
ilginç oyuncaklardır ancak, herhangi bir işe yarayacaklarını düşünmüyorum.
Mareşal Ferdinand Foch - 1911
Hisse
senetleri ulaşabilecekleri en yüksek seviyeye ulaşmıştır.
Irving
Fisher – 1929
Yale Üniversitesi Ekonomi
Profesörü
Açıkcası,
bilgisayar denen makineye Dünyada en fazla 5 adet ihtiyaç olacağını
düşünüyorum.
Thomas
J. Watson - 1943
IBM
Başkanı
ÜÇ DİL
En
azından üç dil bileceksin
En
azından üç dilde
Ana
avrat dümdüz gideceksin
En
azından üç dil bileceksin
En
azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En
azından üç dil
Birisi
ana dilin, Elin ayağın kadar senin
Ana
sütü gibi tatlı, Ana sütü gibi bedava
Nenniler,
masallar, küfürler de caba
Ötekiler
yedi kat yabancı
Her
kelime arslan ağzında
Her
kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök
sökercesine söküp çıkartacaksın
Her
kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha
artacaksın
En
azından üç dil bileceksin
En
azından üç dilde
Canımın
içi demesini
Kırmızı
gülün alı var demesini
Nerden
ince ise ordan kopsun demesini
Atın
ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi
yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın
insanı sömürmesi, Rezilliğin dik alası demesini
Ne
demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini
becereceksin
En
azından üç dil bileceksin
En
azından üç dilde
Ana
avrat dümdüz gideceksin
En
azından üç dil
Çünkü
sen ne tarih ne coğrafya
Ne
şu ne busun
Oğlum
Mernus
Sen
otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.
Bedri Rahmi EYUBOĞLU
“Dilimin
sınırları dünyamın sınırlarıdır.
Dilin
anlam zenginliği ve anlam derinliği gelişmedikçe o dil ile yapılan iş sayısı
sınırlı kalacaktır.
Bu
durumda, 200 kelime ile düşünen, 2000 kelime ile düşüneni anlamayacaktır.
Parafı
şöyle bitirmek isterim: ’Dilin kadar varsın.’
Anooshirvan Miandji”
Türk
çocuğu, liseyi bitirdiğinde, ana dilinde 9000 kelime duyarak, okuyarak,
öğrenerek mezun oluyor;
Bir
Finli çocuk 40.000, bir İngiliz 98.000, bir Alman 88.000, bir Fransız 82.000 sözcük
duyarak, okuyarak, öğrenerek mezun oluyor.
1924'de
devreye sokulan TAVISLOK, İngiliz Psikolojik Harp Merkezi, ABD'deki Stanford
Üniversitesi İnsan Davranışları Enstitüsü ile birlikte 40 yıllık bir çalışma
yürütmüşler, 2012 Ekim’inde makale olarak yayınlamışlar ve aynen şunu diyorlar;
“İnsanların
mantıklı karar verme yüzdeleri sadece %6.!”
Reklamlar,
filimler, yazılı basın, vs.. hepsi etkiliyor beynimizi.
Beynimizin
üst lobu 2 birim bilgi işleyebiliyorsa, alt lob, yani bilinçaltımız bunun 3,5-4
kat fazlasını işliyor biz farkında olmadan.
İstediğimiz
kadar mantıklı karar veriyoruz diyelim, görülüyor ki, %94 oranında etkiledikleri
beynimiz, onların bizim nasıl karar vermemizi istiyorlarsa o doğrultuda karar
veriyoruz.
“Şu
mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim”
Maarif nazırı Emrullah
Efendi’nin (1859-1914)
"Eğitim
seviyesi arttıkça AKP oyları azalıyor!"
Taner Yıldız (Enerji Bakanı-AKP)
18.06.2013
“Okuma
oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Cahil kesimin ferasetine güveniyorum”
Bülent Arı, YÖK Denetleme
Kurulu üyesi 13.12.2016
Buradan
şu sonuç çıkarabiliriz; Türkiye’de bu iş, diğer ülkelere göre daha, hatta çok
kolaydır. 9000 nerede, 85.000 nerede?
Bir
nedenle olur olmaz durumlarda size bir şeylerin sunulması, akıllı insanlarca
sorgulanır ve şu sorulara cevap aranır.
1-
Hangi nedenle önümüze kondu?
2-
Gerekli mi?
Tetik
mekanizmasının şartlanmışlığı, insan yaşamına önem verilmeyen ülkelerde,
serbest silah satışı olarak karşımıza çıkar. Sadece silah olarak değil, kavram
olarak da.
Ortalıkta
serbestçe duran ve her an kullanıma hazır silah (çünkü öldürme fiilinden uzak
bir kavramdır, tabanca yada tüfek fark etmez) daha başında Savunma kelimesi ile
özdeşleştirilmiştir. Kullanımı için konulmuş olan "Emniyet Mandalı"
aldatmacadır. Bu mandal sizi sınırlamaktadır ve bu kabul edilemez.
Asıl
sorulması gereken 1 No'lu sorudur.
Her
tetik, iyi bir nedenle yapılmış olup, güzel bir amacı tetiklemesi gerekirken,
yersiz yada gereksiz bir durumda karşınıza çıkarıldığında, şartlanmışlığınızı
yenmek ve gerekmediği halde kullanımını önlemek çok zordur.
Enbiya.37
"Benden acele istemeyin!"
"Üzerine
yatmak" tabiri akıllı insanların yöntemidir. Belirli bir süre
"dinlendirmek", insanın değer yargılarını tetikler ve insani bir
sonuca varılmasını sağlar.
Bilgiye
önem veren yazılımlarda ise, her iptal "DEL" tuşu tetiklendiğinde,
"Gerçekten silecek misin?" sorusu ile karşılaşırsınız.
Yaşamda
bu soruyu siz kendi kendinize sormayı öğrenmemiş yada birisi size öğretmemiş
ise, şimdi bu yetiyi edinmenin tam zamanıdır.
Aklını
kullananlar hariç.
Kullanmayanlar
için ise en güzel örnek "Yunus 100";
“Allah
pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.”
Karar
verme mekanizmasını nasıl çalıştıracağınız değil, elinizdeki verileri nasıl
değerlendirdiğiniz önemlidir (Data processing).
Bir
olayda, binlerce kişinin hayatını kurtarmak için 5-10 kişi feda ediliyor ise,
karar verende değerlendirme özrü var demektir. Önce "Neden bu noktaya
geldik?" demelidir (Root cause). Sayısal çokluk, bir karar verme kıstası
değil, sorgulamadan karar verme kolaycılığıdır.
Yeryüzünde
her şey zıddı ile mevcuttur. Bir şeyi tanımak için karşıtını da bilmek
zorundasınız (Thesis, antithesis and synthesis). Aksi halde yanlışa yelken
açarsınız.
Neye
niyet ederseniz, ona kavuşursunuz. İyi ve kötüyü, doğru ile yanlışı, insani
değerleri ve saygıyı bilmeden sizi tetikleyecek olan beyin, acaba hangi hedefe
yönelik karar vermenize yardımcı olacaktır? (Subconscious recording).
İşte
bu nedenle arkadaş seçmek çok önemlidir. Komşu almak ve mahalle seçmek de. En
güzeli de kitap okumak. Hele bir de güzel sanatların bir ya da birkaç kolu ile
ilgileniyorsanız, demeyin gitsin.!
Biz
havacılar ise hepimiz birer filozof olduk. Ya da zorla olduk desem yeridir.
2011’de
yazmıştım (APH-1107), toplam 145 maddeden oluşan bu olguyu, 1225 günde
özünü kavrayıp uygulamaya geçeriz, Doc. 9859’da verilen beş sayfalık
(s.232-236) araştırmayı da üniversitelerimiz yapar diye.
Beni
yanıltmadıkları için çok mutluyum.
İyi
insanlar, iyi insanları bulur.
İyilikler
de iyilikleri çağırır (tetikler).
Sevgiler
171016