Hepimiz “harf” iz.
Arapça harf sözcüğünün anlamı, “yanda durma”
demek.
Bir kalemi ben kullanacak isem, o kalem
masamda, önümde, yakınımda durmalı.
Eğer bu kalem, masanın en uç köşesinde
duruyor ve işe yaramıyorsa, buna "harf" denir. Hani bizim yazı araçlarımızdaki
harf var ya, onlar da sağda solda dağınıkken, tek başına iken hiç bir işe
yaramadıklarından dolayı onlara “harf” denir (yanda duran).!
Onların işe yarayabilmeleri için,
bulundukları yerden getireceksin, cümle oluşturmak için sözcükteki yerine
yerleştireceksin ki, anlam kazanacak.!
Harf'in anlamı bu...
Hakkı Yılmaz
https://www.youtube.com/watch?v=kWdzcpQ5KdM&t=768s
Atasözleri
vardır, hani bir şey olduktan sonra hatırlanan.
Harf
gibi yanda duran, gerekli olmadıkça hatırlanmayan.
Bir
de Hızır gibi yetişti dediklerimiz.
Yaşantımız
içerisine sokmadıklarımız ama başvurduğumuzda yaşantımıza anlam katan.
İster
kendi özgüvenimiz, ister kendi seçimlerimizi yargılamalarından çekinme korkumuz
buna neden olsun, hepimizin mutlaka bir harfi vardır.
Kişi
olması da gerekmez dost, arkadaş, akraba gibi, kenarda köşede sakladığımız bir
eşya, ya da bilgisayarın en ücra köşesinde şifrelenmiş bir bilgi, hatta
beynimizin en ücra köşesinde belli belirsiz bir anı. Yeter ki ulaşabileceğimiz
bir yerde olsun.
Tek
başına bir anlamı ve değeri olmayan bizler, ister kendimize isterse de
başkalarına ne değer biçersek biçelim, yerinde kullanmadıkça anlam kazanmayan
her durumdaki eksiklikten yine bizler sorumluyuz.
Tıpkı
J.J.Rousseau’nun: "İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi
yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda
olmamasındadır." dediği gibi.
Yaşlılara
sormuşlar, “Bu yaşa geldiniz, en çok neye pişmanlık duyuyorsunuz?”
Hemen
hepsinin verdiği cevap, o güne kadar yaptıkları değil, yapamadıklarından
pişmanlık duydukları olmuş.
Yapmama
nedenleri hepsi için ortak:
Almadıkları
risk, gerçekleştirmek için uğraş vermedikleri rüyaları.
Kenarda
bıraktıkları ve yaşamlarına anlam vermek için kullanmadıkları (harf).
Toplumun
yararlı bir parçası olmanın anlamını ifade eden bu harf, yaşamın da sanki bir
özeti.
Risk
ve rüya. Bunlar da birer harf.
Yeter
ki alacak bir riskin, gerçekleştirecek bir rüyan olsun.
Yeteneklerinin
peşinde koşmayanlar, yetenekleri doğrultusunda meslek seçmeyen, seçemeyenler ya
da hayallerine erişmek için çaba göstermeyi göze alamayanlar elbet pişmanlık
duyacaklardır.
Rüya
da öyle ama rüyanızı siz seçemezsiniz. Rüyalar sizi seçer.
Gördüğünüz
rüya, sizi sarmış ve bir anlam ifade ediyorsa, işte o rüyanın peşinden koşulur.
Peşinden koşup gerçekleştirmeyeceğiniz bir rüya için, elbet pişmanlık
duyacaksınızdır.
Boeing,
eski CEO’su Philip Condit döneminde Amerikan Hava Kuvvetleri’ne ait ihaleleri
kazanabilmek için iş etiğine uymayan çeşitli transferler gerçekleştirdi. Bu
serüven Condit’in istifasıyla sonuçlandı. Yaşanan olayların ardından şirketin
başına 67 yaşındaki eski başkan yardımcısı Harry Stonechipper yeni CEO olarak
atandı. Delta Air Lines ise 71 yaşındaki Gerald Grinstein’i işin başına
getirerek deneyime önem veren şirketler arasında yerini aldı.
Türkiye’de
ise bu trend henüz emekleme aşamasında. Belirli sektörlerde deneyimin önemi
artsa da, yeni ekonominin getirdiği lojistik ve bilişim gibi alanlarda tepe
yöneticiler gençlerden oluşuyor.
http://www.capital.com.tr/gelecek-trendler/tecrubeli-ceo-donemi-basliyor-haberdetay-859
Gençler
bilebilse, yaşlılar yapabilse.!
O
zaman yaşlılar ile gençleri birlikte tutup gelişimdeki dengeyi ve sürekliliği
sağlamalıyız.
İletişimdeki
sözcük eksikliğinin neden olduğu sıkıntılar ancak birlikte çalışarak
giderilebilir. Atılım ve uyumluluk kararı alınırken geçmişten kopmadan geleceğe
dengeli geçiş, ancak böyle sağlanabilir.
Yaşlılar
Türkiye’nin geçmişi...
Çocuklarımız
ve torunlarımız Türkiye’nin geleceğidir.
Şimdi
yine diyecekler ki havacılık bunun neresinde?
Bak,
yanında bir harf duruyor.!
Al
onu bulunduğu yerden, cümle oluşturmak için sözcükteki yerine yerleştir ki,
anlam kazansın.!
SHY
6A…24.03.2017
Bu konu, Genel Müdürlük tarafından yapılan denetlemelerde değerlendirilir.
Yapılan değerlendirme sonucunda yeterli görülmeyen…
Ucu
açık, belgelenmemiş bir denetleme, kalite sisteminde yer almaz.
Değerlendirme
ancak meslektaşlar tarafından kendi yetkili kılındığı konularında yetkili
kişilerce yapılabilir. Kişisel görüşlerin kalite çerçevesinde yeri yoktur, “belge”
esastır.
Hah,
bakın buldunuz.
Harfin
adı “a” imiş.
Hem
de bir tane değil, birkaç tane..
Aaaaa…
170403