I’indifference a la difference
Eratosthenes, günümüzde Libya sınırları içinde bulunan Kirene şehrinde doğmuştur. Tarihi tam olarak
bilinememekle birlikte MÖ 276 ile MÖ 273 yılları arasında doğduğu tahmin
edilmektedir. Yüksek öğrenimi için Atina'ya gitmiştir. Atina'da Kireneli
Lysanias'den dil bilgisi, Sakız Adalı Ariston'dan Stoa felsefesi ve
Arkesilaos'dan Platon Felsefesi alanlarında eğitim görmüştür.
MÖ 245
yılında Ptolemaik kralı Eratosthenes'i başkent İskenderiye'ye getirtti.
Eski dönemin eğitim ve bilim merkezi olan İskenderiye Kütüphanesi'nde baş
kütüphaneci olarak görevlendirildi.
Eratosthenes
mısırdan çıkmadan Dünyanın çevresini ölçmüştür.
Eratosten
Antik Mısır'da Asvan (Grekçe ismi Syene, Antik Mısırda Swenet olarak
adlandırılmıştır.) şehri Yengeç Dönencesi'nde olduğu için yaz gündönümünde
güneş tam tepede yani gölge boyu sıfır olacağını biliyordu.
Gnomonu
kullanarak öğle vaktinde İskenderiye'deki gölge açısını ölçtü ve güneye doğru
7°12' olarak buldu ve pusula yardımı ile gölge açısını buldu. Dünya'nın tam
küre olduğunu varsaymış ve İskenderiye Asvan'nın kuzeyinde olduğundan aradaki
yay farkı oranı 1/50=7°12'/360°dir. Yani bu iki şehir arasındaki mesafe
Dünya'nın çevresinin 50'de 1'idir. Bu durumda ölçüm 39,690 km olur, yani hata
payı 1.6% ile gerçek çevre uzunluğuna ulaşılmıştır.
https://www.youtube.com/watch?v=G8cbIWMv0rI
1986 Nobel
Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel’in anlattığı bir hikaye:
Ülkelerden
birinin Kralı topraklarında, bulutların anlamını bilen, rüzgarın sesini
dinleyebilen, kuşları sevip onların dilinden anlayan ve karşısındakinin aklındakinin
düşüncelerini okuyan bir akil adamın yaşadığını duymuş.
Merakla
kendisini çağırtıp sormuş,
- Senin kuşların dilini anlayıp onların şarkılarını
söylediğin doğru mu?
- Evet Haşmetlim.
- Peki bulutların anlamını da çözer misin?
- Evet haşmetlim.
- Ya rüzgarların şarkısı, onları da anlıyor musun?
- Zannederim…
- Peki başkalarının düşüncelerini de okuduğun oluyor
mu?
- Evet, demiş akil adam.
- İspat et öyleyse. Avucumda kuş var, arkama sakladım.
Bil bakalım canlı mı, cansız mı?
Akil adam
bir süre sustuktan sonra gülerek cevap vermiş;
- Haşmetmeab, cevap sizin ellerinizde.!
Tanşuğ
BLEDA (Maskeli balo - 2000)
Havacılık
ile ilgili bilgisayar devreye girdiğinden beri, artık bilgi değil, program
peşinde koşmaya başlanıldı. Televizyonlarda bile meteoroloji Mühendisleri hava
durumu sunmak için kullandıkları programları birbirleri ile yarıştırmaktalar.
Eskiden
Meteorolojist’ler harita çizer, tahmin yapar ve %70 doğruluk ile genel havayı,
%90 doğruluk ile de bölgesindeki havayı doğru tahmin ederlerdi.
Havacı
deyince şimdi havalı birkaç üniformalıdan bahsetmekteyiz ancak. 24.10.2010
senesinde sormasam, kimse Annex’lerin kapağının rengini hala bilmiyor olacaktı.
Eurocontrol nasıl işler, yollar nasıl yapılır, ECAC nedir, bizi bağlarmı? gibi
sorulara cevap verebilecek kaç kişi bulunur? Kaçınız bu sözleşmelere bağlı
değişiklerin ne zaman yapılacağını, ne zaman yürürlüğe gireceğini takip ederek
ilgili kitaplarınızı düzenleme yoluna gidiyorsunuz?
IATA için şu
temel gereksinimleri yerine getirmek için çalıştınız mı?
-
Evaluate Safety
and/or Security Risks;
-
Develop a Zero
Tolerance Unruly Passenger policy;
-
Develop Unruly
Passenger Prevention and Management procedures;
-
Re-evaluate and
possibly amend current operator SOPs (if applicable);
-
Develop
strategies to prevent unruly passenger incidents and the resulting impacts.
Bunların
hiç biri zor değil.
Seneca’nın
sıkça kullandığı güzel bir söz vardır;
“Konular
güç oldukları için üzerine gitmiyor değiliz,
aslında üzerine gitmediğimiz için bize güç
geliyor.!”
Eratosthenes, yerinden kalkmadan yerkürenin çevre uzunluğunu ölçmüştü.
Gördüğü eğitimler ve İskenderiye Kitaplığı ona bu gücü vermişti.
1986 Nobel
Barış Ödülü sahibi Elie Wiesel’in anlattığı hikayede ise ders alınacak cümle; “-
Haşmetmeab, cevap sizin ellerinizde.!”
Yunan,
Roma, Latin, Hristiyan, Diyojen, Hippokrates, Galenos, Tales, Pythagoras,
Homeros, Aziz İoannes, Aziz Paulus, Meryem Ana, ilk 7 Hristiyan Kilisesi ve
daha binlercesi bu Anadolu topraklarında yetişmiş ve binlercesine yurt olmuş
ise, farklılığa kayıtsız kalmamalıyız “I’indifference a la difference”.
Elbet bunu
da şu fıkradaki gibi algılamamalıyız;
Adamın
biri kuş pazarında papağan satıyormuş. Görünürde tüm papağanlar birbirlerinin
eşi olmasına rağmen birinin altında 500, diğerinde 1000, sonuncusunda ise
10,000 yazıyormuş.
Bir
müşteri merakla sormuş bu fiyat farkı neden diye. Satıcı;
- Birincisi konuşur ve toplama yapar, ikincisi hem
Türkçe hem Fransızca konuşur ve dört işlemi de yapar, üçüncüsünü bilemiyorum,
böyle tünemiş oturur. Ağzını açıp ne bir şey söylediğini duydum ne de bir iş
yaptığını gördüm ama bu ikisi kendisine hep hocam diye hitap ettiklerinden bir
işe yaradığını düşünerek en yüksek fiyatı ona koydum.!
Ne demişler; Kör satıcının kör alıcısı
olur…
Kalın sağlıcakla…
170227