AHL’de Kuşlara Yasak Var
Airporthaber’de
yayınlanan ve elinde tüfekle poz veren Ataürk Uluslararası Havalimanı görevlisinin haberi pek çok
farklı yorum aldı.
Bknz: Haberin tamamı.
Kuşlarla
mücadele, özellikle uçaklara verdiği zararlar, ticari kayıplar, uçuş
gecikmeleri ve diğer etkileri nedeni ile sadece ülkemizde değil birçok ülkede
ve önemli uluslararası havalimanlarında ciddi ve çözülmesi gereken bir sorun
olarak ele alınmakta ve çözüm konusunda çalışmalar devam etmekte. Bunun yanı
sıra Annex-14
de tavsiye edilen “Doc.9137-p3 Bird
Control and Reduction” yöntemler de konuyu takip eden uzmanlar
tarafından bilinmekte.
Tarihçesine
bakarsak, uçuşların başlaması ile birilerinin sahalarına girmiş olduk. Bizler
bu sahaları, sahiplerinden ödünç aldık ama şimdi doğanın bu sahiplerini “gizli
tehlike” ilan etmekteyiz. Gizli tehlike çünkü yeni nesil motorlardan dolayı
uçaklar artık daha sessiz ama daha hızlı. İşte bu basit nedenlerden dolayı
kuşlar bu korkunç tehlikeyi hissedemiyorlar ve kaçamıyorlar.
Biz ise ölen
birkaç kuş için değil 1,5M$ zararı ve ardından bir sonraki uçuş ile ilgili
alınacak düzenlemelerin getireceği yük için çareler aramaktayız. Hasarlı motor
tamir görecek, belki de değiştirilecek, tarifenin uygulanması için uçak
ayarlanacak, yerine uygun uçak yoksa dışarıdan kiralanacak, yolcular ara
istasyonda misafir edilecek, yiyecekler, içecekler, sorunlarını çözmeye
çalışacağız, vs.
Tüm kuş
çarpması sonucu tedbir olarak inenler ve kalkıştan vazgeçenler sadece %5. Bu
kazaların %69 gündüz, %15’i de gece olmuş. %16’sı da
sabah/akşam alacakaranlığında. Bu kazaya maruz kalanların %69’u 27Ton
üzerindeki Turbo Fan uçaklar. Bunların %29’u alçalmada, %25’i de kalkışta
kuşlara çarpmışlar. Bu çarpışmanın %51’i, 100 ft’in
altında olmuş.
Şimdi sıkı
durun, bu kazaların %92’sinde “Kuş Alarmı” verilmemiş.
Her sorunda
olduğu gibi çözüm elde etmek için sorunun derinlemesine analiz edilmesi
gerekir.
Böyle bir
kurul Ulaştırma Bakanlığı, yerli havayolu ve hava meydanı işleticileri, motor
üreticileri, pilot kuruluşlarının katılımları ve zaman zaman
da Çevre ve Tarım Bakanlıklarının yönlendirmesi ile çalışma ve araştırmalarını
yürütmelidirler. Bölgesel ve Uluslar arası Kurullar (Bird
Strike Committee Europe BSCE ve ICAO Regional Workshops on Bird Hazard Reduction), yapılan
çalışmalara daima yardımcı olmuştur ve olmaktadır.
Böylece
Ulusal Programlar yapılır ve gelişmeler takip edilerek alınacak tedbirler ile
daha güvenli bir hava sahası yaratılmış olur.
Peki bir kontrol
programı nasıl hazırlanılır. Başkaları nasıl hazırlıyor?
İlgili
herkesin katılımı ile. İyi bir yapısal örgütlenme, kuşlarla mücadeleyi
kolaylaştırır. (Özetle böyle tavsiye etmiş ICAO. Önemle de ATC personeli
üzerinde durmuş.). Doğal yaşamı koruma programına, her
havayolu işleticisinin katılma sorumluluğu vardır. Bu tür kazaların %90’ı,
ticari havayolu işleticilerinin başına gelmektedir.
İşin içine
Kuşların sınıflandırılması, göçer kuşlar ile yerleşik kuşların iyi tanınması ve
takip edilmesi gibi zooloji bilgisi gerektiren konularda girmektedir. Bu
sebeple kuş çarpması sonucu doldurulan raporların incelenmesi, önleme
tedbirlerinin gelişmesini sağlayacak önemli verilerdir. Kuşların cinsi ile
kazaların oluşumu arasında düzgün bir ilişki kurulduğunda hedefe ulaşmada adım
atılmış demektir.
Çevre
yönetimi ve konum düzenlemesine önem verilmeli ve olası önlemler
değerlendirilmelidir. Öncelikle (ekolojik) çevrebilim
araştırması yapılmalı, sonra konumlama tespitleri ele alınmalı. Örneğin Uluslararası Atatürk
havalimanı Küçükçekmece gölü gibi birçok çeşit kuşun göç yolu üzerinde bulunan
bir yaşam alanıdır. Atatürk Uluslararası Havalimanını bu saatten sonra taşıyamayacağımıza
göre Havameydanlarında kuşlara barınma, su, yemek
gibi olasılıkların nerelerde olduğunu belirleyip, bunları engelleyici tedbirler
alarak hem kuşları hem de uçakları koruyabiliriz. Bu tedbirler, bireysel değil
Çevre Bakanlığı tavsiyeleri ile ele alınmalı ve oluşturulacak kurul tarafından
gerçekleşmesi kontrol edilmelidir. Yeşil korunmalı, ama kuşlara bu gibi
bölgelerde yemek, su ve barınma sağlamadan bunu gerçekleştirmeliyiz. Su
birikintileri kontrol altına alınmalı doğru mücadele verilerek kurutulmalıdır.
Tabii ki en
önemli konu ve yazının başlığına da konu olan husus Kuşları Kovma Yöntemleri. Annex-14
de tavsiye edilen bir çok yöntem vardır ve bunlar başarıya ulaşmış yöntemlerdir
Ancak hangi havameydanında hangisinin başarılı olabileceğine denemeden karar verilmemelidir.
Örneğin Güney Afrika’ da ki havameydanlardan birisi tavşanlar, kemirgenler ve
kuşlarla mücadele etmek için çita kullanmaktadır. Hayvanın boynunda ki verici
ile de hayvanın limandaki yeri ATC tarafından kontrol edilmektedir. Avrupa da
ki havameydanları ve bize de uyacak önerilen yöntemlerin ilki ise sesli
kovuculardır. (ses bombaları, sirenler, alarmlar, yırtıcı kuş sesleri,
fişekler) Yani habere konu olan silahlı görevli resmi Annex
14 tarafından önerilmektedir. Doğal olarak bu sesler ile kuşları ürkütüp
uçaklara tehlike yaratmamak için iyi bir zamanlama, plan ve program
gerekecektir. Sesli kovuculardan başka görsel kovucular (korkuluklar, bayrak ve
flamalar, ışıklar, Yırtıcı Kuş maketleri, Şahin-Atmaca uçurtmaları, model
martılar) ve engeller (öldürücü, itici kimyasallar ya da tuzaklar bariyerler)
de önerilen mücadele yöntemleridir.
Sakınmak,
önlemek, mücadeleden daha kolay, etkin ve yararlıdır. Korunan sahalara girişi
önlemek en etkili korunma tedbirlerinin başında yer alır. Yemek, su ve barınak
çevrede ne kadar az olursa, o kadar tehlikeden sakınmış ve mücadelede başarılı
oluruz.
Elbette Kuş
ile Mücadele Programı personeli için düzenli eğitim şarttır. Çevrede mevcut
arazi düzeninin, havameydanı içerisindeki çöp toplama sahalarının, özetle yemek, su
ve barınak olmaya elverişli yerlerin kontrolü ve düzenlemesi zorunludur.
Uygulanacak Program
ile gelişmelerin kontrolü ve değerlendirilmesi sonucu başarı ya da başarısızlık
ortaya çıkacaktır.
Gelen
soruları tek tek cevaplamak ve ilgi haber üzerine
yorum yapmak yerine önce sorun ile ilgili bilgilendirici bir özetin
yapılmasının, sorulmamış sorulara da cevap anlamına geleceği açıktır.
Haber ile
ilgili sorularımızı sormaya başlayalım;
1- Böyle bir kurul mevcut mu?
2- Kurul, her meydan için yöresel bir program hazırlamış mı?
3- Havameydanı işleticilerinin bu programda
rolü nedir?
4- Havayolu işleticilerinin bu programda rolü nedir?
5- Havameydanlarına göre çevredeki kuş cins
ve tipleri belirlenmiş midir?
6- Havameydanları ve pist çevresinde gerekli
yapılanma ve çevre kontrolü sağlanmış mıdır?
7- Bölgedeki kuş cinsine ve mevcut göç yollarına göre hangi uygun kovma
yöntemleri denenmiş ve nasıl bir yüzde ile sonuç alınmış?
8- Kuş kovma ile ilgili hangi personeller eğitilmiş ve bu personeller hangi
bölümlerde çalışmaktadırlar?
9- Meydan civarı uygun yaşam alanları hangi sıklıkla ve kimin
denetiminde Çevre Bakanlığı tavsiyelerini uygulamaktadır?
10- Bu güne kadar elde edilen başarı yüzdesi nedir?
Haberdeki
resme bakıp hemen karar vermeyelim.
Önce bu
soruların cevaplarını öğrenelim.
Amaç doğruyu bulmak.
Sevgiler