Yaz Geldi!

Şu sıralar vize zamanı ve sınavlar için soru hazırlarken hep aklımda bu gençlerin mezun olunca ne yapacakları.

2007 den beri “meslek” üzerine yazılar yazıyor, “hukuksal koruma” istiyorum havacılık işinde çalışanlar için.

Seminerlerde, Konferanslarda ve Söyleşilerde anlatmaya ve bilgilendirmeye devam ediyorum.

Sonra ICAO bir plan yapıyor.

NGAP adı altında yapılanma ve gerçekleşmesi için neler yapılacak, kıta kıta dolaşıp konferanslar düzenliyor.

Kaderin bir cilvesi, ECAC eğitim toplantısı tam da ICAO nun NGAP projesini ilan edişinden iki ay sonra İstanbul’da yapılıyor.

Bir seneye yakın bekliyorum, bakalım bizim SHGM ne gibi bir hazırlık yapacak ve çözüm getirecek diye, hiç ses yok.

Geçen bir sene içerisinde ICAO dört kıtada seminer ve konferanslar düzenliyor NGAP konusunda, bizden yine ses yok.

ICAO çalışma prensibi hiç değişmedi.

Konuyu gündeme getirmek için en az üç sene üzerinde çalışır, gündeme getirdikten sonra ortalama 5 sene içerisinde olgunlaştırarak kural olarak yayınlar ve der ki, bu kural 5 sene sonra yürürlüğe girecek.

Yani önümüzde 9 sene gibi bir süre var. NGAP henüz gündemimize girmedi.

Zaten biometrik pasaport şartı da ilk 2001 senesinde duyuruldu ve 2005 senesinde 188 üye ülkenin onayı ile 2010 senesine kadar her ülkenin biyometrik pasaporta geçmesi kararlaştırılmıştı. Bizde 2011 de ancak verilmeye başlandı.

Hep yumurtanın kapıya gelmesini bekleriz ama bu sefer o kadar kolay olmayacak.

Karşımızda dört bakanlık var.

Milli Eğitim Bakanlığı

Ulaştırma Bakanlığı,

Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ve

Adalet Bakanlığı.

Anayasa mad.90 son ile karşımıza gelecek olan bu soruna şimdiden hazırlanmak ve uyum yasaları için taslak hazırlamalıyız.

Pilot sıkıntısı daha da büyüyecek diye haberler okuyoruz, yabancı pilot sorunu ortada, teknisyen, uçuş işletme uzmanı, harekat ve yardımcı personel ihtiyacı doğal olarak artacak.

Ortada bir de SHGM nin 7-7-2005 tarihli Genelgesi durmakta.

“Filoya Hava Aracı İlave Etme Usul ve Esasları”

Onlarca uçak siparişi veriliyor, hangi şirket bu genelgenin gereğini yapıyor?

Ortada bir plan, program yok. Kim kimden ne isteyecek?

Şirketler kendi başlarına gereken personeli THY da dahil yetiştiremiyorlar.

Hele THY, bırakın pilot yetiştirmeyi, yabancı pilot almakta, bu yetmezmiş gibi uçuş işletme uzmanını da dışarıdan alıyor.

THY böyle yaparsa öbürleri ne yapmaz?

Hava hukukunu bilip bilmemek değil bizim sorunumuz. Sorun hukukla ilgilenmemek.

Bir zamanlar bizleri hava hukuku gereklerinden nasıl sıyrılırız diye yüksek ücret ödeyerek işe alıyorlardı.

Şimdi o korku da yok.

“Bayrak dikey stabilizere çizilir” diyor kanun, “böyle saçma kanun olmaz, kanunu değiştirsinler” deniyor.

“Tekerlekli iskemle Meydan İşleticileri tarafından ücretsiz verilir” diyor kanun, “ben karışmam” diyor meydan işleticileri.

34 haftadır yazıyorum.

Bazen bana kızıyorlar, hukuktan bahsetme diyorlar.

Bazen de bu konular derin konular, kimse seni anlamaz diyorlar.

Bazen de güncel yazı yaz, okuyucun artsın diye yol gösteriyorlar.

Farkındasınız 34 yazının tümünü de hep bir soru ile bitiriyorum.

Bu sefer de sorularının cevaplarını neden vermiyorsun diyorlar.

Yorumlara hiç cevap yazmayışıma kızıyorlar.

Yanlışları kanun maddesi ile ortaya koyuyorum, kanun değişmeli diyorlar.

Araştırıyorum, inceliyorum, soruyorum, soruşturuyorum, yazıyorum, yazıyorum.

Sanırım artık ara vermenin zamanı geldi.

Yaz yoğun geçeceğe benziyor.

Bu arada, benim tatilim ise kitap yazmak.

Eylül ayına kadar bana müsaade.

Kısmet olursa Eylül ayında yine buluşuruz.

Arada sırada yazmaya da çalışacağım.

Herkese kolay gelsin.

Zaten havacılık kolay bir iş değil mi?

Sevgiler.

www.servetbasol.com