Türkiye-ICAO ilişkileri
ICAO Daimi Temsilciliği Bilgi Notları adresinde Sn.Oya Tuzcuoğlu, Türkiye-ICAO ilişkileri şöyle anlatmaktadır.
Türkiye-ICAO ilişkileri - 16.08.2010
Türkiye 1947 yılındaki ilk ICAO Genel Kurulunda, Konseye üç yıllık süre için üye seçilmiş, 1977, 1980 ve 1983 yıllarındaki adaylıklarımız ise oyların bölünmesi nedeniyle sonuçlanamamıştır.
1970’li yıllardan itibaren sivil havacılık alanında karşılaşılan çoğu siyasi kökenli ikili sorunların yanı sıra, sivil havacılığın küresel ölçekte öneminin artması sonucunda bu alanda ülkemizde kaydedilen gelişmelerin ve ileriye dönük çalışmaların ivme kazanmasına dayalı olarak, kurucu üyesi olduğumuz ICAO’nun faaliyetlerini daha yakından izlemek üzere 1978 yılında Ottava Büyükelçiliğimiz nezdinde ICAO işlerinden sorumlu bir Büro oluşturulmuş, Büro 1990’da Daimi Temsilcilik düzeyine çıkarılmıştır.
Türkiye, Örgütün en önemli organı olan Konseyde gözlemci statüsündedir.
Bu statü çerçevesinde Konsey ve bağlı Komite toplantılarını izleyebilmekte, görüşme ve oylamalara ise katılamamaktadır
Bu statü ile ICAO’nun karar alma mekanizmalarına iştirak edilememekte, ancak gerektiği takdirde ülkemizi ilgilendiren bir konuda söz hakkımız bulunmaktadır.
ICAO’nun bir diğer önemli organı olan Hava Seyrüsefer Komisyonu (ANC) bünyesindeki gözlemci statümüz, Konsey ve Komitelerden farklı olarak, görüşmelere katılma hakkı vermekte, ancak, oylamalara katılınamamaktadır.
ICAO’nun görev alanındaki konular genel olarak Ulaştırma Bakanlığımız Sivil Havacılık ve Devlet Hava Meydanları İşletmeleri Genel Müdürlükleri gibi bağlı birimlerinin uzmanlık alanına girmektedir.
İnsana yatırım yapmayı unutan bu sektör için en doğrusu, orada
zaten bulundurmak zorunda olduğumuz Büyükelçilik
bünyesinde bir de Daimi Temsilci bulundurmak.
Dış İşleri Bakanlığı personeli ile daimi temsil edildiğimiz ICAO Konseyindeki durumumuza bakalım.
"37. Genel Kurul sonunda, ICAO Konseyinde
2010–2013 döneminde yer alacak üyelerin belirlenmesi amacıyla 1, 2 ve 3'üncü
kategori seçimleri yapıldı. Yapılan seçimler sonunda, kategorilerine göre
konsey üyeliğine şu ülkeler seçildi.
1. Kategori için: ABD, Almanya, Avustralya, Brezilya, Çin, Fransa, İtalya, İngiltere,
Japonya, Kanada ve Rusya Federasyonu olmak üzere 11 ülke.
2. Kategori için: Arjantin, Belçika, Kolombiya, Danimarka, Mısır, Hindistan, Meksika,
Nijerya, Suudi Arabistan, Singapur, Güney Afrika ve İspanya olmak üzere 12
ülke.
3. Kategori için: Burkina Faso,
Kamerun, Küba, Guatemala, Malezya, Fas, Paraguay, Peru, Kore Cumhuriyeti,
Slovenya, Swaziland, Uganda ve Birleşik Arap
Emirlikleri."
ICAO’da Dış İşleri Bakanlığı tarafından temsil edilmek şu an yapılabilecek en doğru hareket. Çünkü şimdiye kadar hiçbir şekilde Sivil Havacılık konusunda vasıflı personel yetiştirmedik. İşimizi hep devlet memurları ile yürütmeye çalıştık.
Uluslararası birçok kuruluşun hem de kurucu üyesi olduğumuz halde ancak devlet memurları ile temsil edilmek, Sivil Havacılık konusunda insana yatırım yapmayışımızın sonucudur.
DPT Müsteşarlığı, 9.uncu Kalkınma Planı, Havayolu Ulaşımı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu açıkça insana yatırımı yinelemekte ve her çözümün insana yatırım gerektirdiğini vurgulamaktadır.
İnsana yatırımın ise SHGM denetimindeki okullarla gerçekleşeceği vurgusu görmezden gelinemeyecek bir açıklık ve önemle verilmektedir.
Şimdiden böyle bir yapılanmaya gidilse, en az 10 sene sonra meyve verebilecek olan bu oluşum, konunun sahiplerinin yetişmesi için geçecek olan en az süredir.
Bu süreyi başlatabilmek için kanun, yönetmelik ve talimatlardaki düzenlemeye gerek vardır. Bu düzenlemeler siyasi değil ulusal çıkarlara hizmet edecek, uluslar arası sorunlarda elimizi güçlendirecek insan gücünün yetişmesine sebep olacaktır.
Meslek ile ilgili yazılarımda anlatmaya çalıştığım “Meslektaş” kavramı, bu tür toplantılarda çok önemlidir. Delegeler bir araya geldiklerinde önce kendileri gibi olanlar ile temas kurarlar. Her meslektaş, kendi konumunun farkındadır. Hedefleri ise konumlarını değiştirmek değil, konumları içerisindeki sırayı değiştirmektir. Açıkçası, kategori içerisinde ön saflarda yer almaktır.
Devletin devlet memuru ile temsil edilmesi geleneği-alışkanlığı, mesleki konularda geri kalma nedenlerimizin başında gelmektedir.
Havacılığın hiçbir dalında meslek kavramı olmadığını söylemeye devam edeceğim. Yine DPT Müsteşarlığı, 9.uncu Kalkınma Planı, Havayolu Ulaşımı, Özel İhtisas Komisyonu Raporu “Havacılıkta Eğitim Standardizasyonu” bölümü bu konuya ayrılmış ve bu güne kadar bu rapordaki hiçbir teklif, yaşama geçirilmemiştir. 2920 SHK Md.99 hala geçerlidir ve üzerinde hiçbir çalışma yapılmamaktadır bildiğim kadarıyla.
İnsana Yatırım konusu, ihtiyaç duyulan meydanların yakınlarında Üniversite Yerleşkesi açılacak şekilde ele alınmalı, öğrencilerin staj görecekleri meydanlardan uzakta, kendi kaderine terk edilmiş meslek yüksek okullarında eğitim görmesinin önüne geçilmelidir.
Önümüzde bir plan dönemi daha vardır. 10.uncu Kalkınma Planı çerçevesinde Özel İhtisas Komisyonları kurulacaktır. Bu komisyonlar yine raporlarını yazacak ama bu sefer teşhisin tedavi görmesine olanak sağlanmasına özen gösterilmelidir.
Geleceğimizi kuracağımız insan gücünü başka nasıl yaratırız?