Ratio Legis
27846 sayı ve 14 Şubat 2011 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girdi. Hayırlı olsun.
Düzenlemeler ve yeni kavramlar düşünenler için yeni ufuklar açacaktır, eminim.
Derler ki, kanunların da insanlar gibi bir ruhu vardır. Buna kanunların ruhu, kanunun konuluş amacı, yani kanunun “Ratio legis’i” denir. Bir diğer ifadeyle ‘ratio legis’ kanunların yapılış amacıdır. İki tür kanun vardır:
1. Toplumun gerisinde olan kanunlar
Toplumun gerisinde
kalmış bulunan yasal mevzuat işlevini yitirdiğinden toplum ihtiyaçlarını
karşılamaz ve gayri adil sonuçları beraberinde getirir.
2. Toplumun ilerisinde olan kanunlar
Toplumun ilerisinde
olan mevzuat ise toplumun alışık olmadığı, sosyal ve beşeri ihtiyaçlara en
azından şimdilik uyum sağlamayacak yasal düzenlemelerdir.
Bu nedenle toplumun ihtiyaçları ile paralel olan, insanların ortak hareket ve düşüncelerinin bir yansıması olarak ortaya çıkan kanunlar, kısacası ‘ratio legis’i toplum ile paralel olan kanunlar güncel ve adil kanunlardır.
Kanımca kanunların varlığı, tanımların varoluşları ile olasıdır. Hep yinelerim. Hukuk, tanım olmadan işleyemez.
TSHK 2920’de sıkça (59) geçen “Taşıyıcı” sözcesi, TTK Md.850 ile tanımlanmış ve büyük bir boşluğu doldurmuştur.
A) Taşıyıcı
MADDE 850
(1) Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşya veya yolcu taşıma işini veya ikisini birlikte üstlenen kişidir. Eşya her türlü yükü de kapsar.
(2) Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuyu varma yerine ulaştırmayı; buna karşılık, eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.
(3) Taşıma işleri ticari işletme faaliyetidir.
Ayrıca TSHK.2920, Md.19’da yapılan havayolu işletmeleri tanımları, TTK.850.(1) ile örtüşmekte. Tek tanım bu olduğuna göre, bu tanımın TSHK.2920, Md.3’e dahil edilmesi en doğrusudur.
İlginç bir madde de TTK Md.906’dır.
TSHK.2920 Md.104’de anlatılan şartlara içerisindeki “taşıyıcının talimatı” gibi bu maddede “iç hizmet kuralları” ön plana çıkarılmakta ve yolcunun uyması gerektiği vurgulanmaktadır.
A) Kurallara uyma zorunluluğu
MADDE 906
(1) Yolcu, taşıyıcı tarafından iç hizmetleri düzenlemek için konulmuş kurallara uymak zorundadır.
Hala şirketlere bırakılan bu şartların caydırıcı ve önleyici olabilmeleri için tanım ve sınırlarında ne ulusal ne de uluslar arası birlik henüz sağlanamamıştır.
Ayrıca 2920.Md.105, toplumun gerisinde kalmış olan bir
madde olarak hala durmaktadır. (Yeni Kanun: No. 5866; Kabul
Tarihi: 2/4/2009)
Yük taşıma şartları içerisinde en çok dikkatimi çeken madde ise TSHK.2920 Md.110 ile TTK.Md.857 arasındaki fark.
TTK.Md.857, hem güne uygun hem de doğru sıralama ile yerli yerine oturmuş ve bu şekli ile TSHK.Md.110’u toplumun gerisinde kalmış olarak adlandıracaktır.
Madde
110 – Yük taşıma sözleşmesinde,
taşıyıcı yükletene aşağıdaki kayıtları içeren bir hava yük senedi vermekle
yükümlüdür. |
MADDE
857 (1) Taşıma senedi aşağıdaki kayıtları
içerir: |
a)
Hava yük senedinin numarası ile, düzenlendiği gün ve
yer, b)
Taşıyıcının adı veya ticaret ünvanı ve adresi, c)
Yükletenin adı, soyadı veya varsa ticaret unvanı ve adresi, d)
Gönderilenin adı, soyadı veya varsa ticaret ünvanı
ve adresi, e)
Kalkış, varış ve varsa aktarma yerleri, f)
Yükün türü, sayısı, miktarı ve ağırlığı, g)
Özel olarak beyan edildiği takdirde değeri, h)
Taşıma ücreti ve ödeme şartları, ücretsiz taşımalarda buna dair kayıt, i)
Gereğinde, yük senedine eklenmesi zorunlu olan belgeler, j)
Taşımanın bu Kanunda gösterilen sorumluluğunun sınırlandırılmasına ilişkin
hükümlere bağlı olduğu. |
a) Düzenlenme yeri ve tarihi. b) Gönderenin adı, soyadı veya ticaret unvanı
ve adresi. c) Taşıyıcının adı, soyadı veya ticaret unvanı
ve adresi. d) Eşyanın teslim alınacağı yer ve gün ile
teslim edileceği yer. e) Gönderilenin adı, soyadı veya ticaret
unvanı ile adresi. f) Gerektiğinde bildirim adresi. g) Eşyanın türünün olağan işareti ile
ambalajının çeşidi ve tehlikeli mallarda bunlara ilişkin mevzuatta öngörülen,
diğer durumlarda ise genellikle tanınan işaretleri. h)Taşınacak paketlerin sayısı, işaretleri ve
numaraları. i) Eşyanın net olmayan ağırlığı veya başka
şekilde beyan edilen miktarı. j) Taşımanın yapılacağı süre. k) Kararlaştırılan taşıma ücreti ve teslime
kadar ortaya çıkacak giderler ile taşıma ücretinin gönderenden başka biri
tarafından ödenecek olması hâlinde buna ilişkin kayıt. l) Teslimde ödemeli taşımalarda teslimde ödeme
kaydı ve ödenecek tutar. m) Eşyanın gümrük ve diğer resmî işlemlerine
ilişkin talimatlar. n) Varsa taşımanın üstü açık ya da örtülmemiş
bir araçta veya güvertede yapılabileceğine ilişkin sözleşme. |
|
(2) Taşıma senedine tarafların uygun
gördüğü diğer kayıtlar da konulabilir. |
Şimdi hukukçular aynı konudaki bu çifte kanun şartları altında ne yapacaklarını düşünedursunlar, bizler için zaten uluslar arası kanunlar geçerli. Yine de böyle güzel bir çalışmanın yeni bir “Kitap” başlığı altında “Hava Ticareti” diye hazırlanamadığına üzülmekteyim.
İlk Uluslararası Havacılık Kongresi’nin 06-11/05/1889 tarihinde yapıldığını unutmayalım. Deniz ticareti hukuku hakkındaki 1440 sayılı Ticaret Kanunu (İkinci Kitap ), 13/5/1929 tarihinde kabul edilmiştir. Aradan 83 sene geçmiş ve biz havacılar hala TTK içerisinde yerimizi alamamış bir durumdayız.
Yeni TTK yasası, Havacılığı ilgilendiren daha birçok maddeyi kapsamaktadır. Hepsine burada değinmek zor, ancak son yazdığım kitaplarda birçok değişiklik yapmama neden olacak. Sonra yeri geldikçe değiniriz.
Örnek olarak yukarıda verdiklerimin yanında bir konu var ki, sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim.
5866 sayılı yasa “Hava Yoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Belirli Kuralların Birleştirilmesine Dair Sözleşme - Montreal Sözleşmesi” taşıyıcıyı, gecikmeden meydana gelen hasarlardan sorumlu tutar.
TTK.Md.908 ise mahkemenin ispat şartı olmaksızın, bilet tutarının üç misli tazminat ödenmesini şart koşmakta.
I - Hareketin gecikmesi
MADDE 908
(1) Hareket, duruma ve şartlara göre yolcudan katlanması istenemeyecek bir süre gecikirse, yolcu sözleşmeden cayıp ödediği ücreti ve varsa zararını isteyebilir. Yolcu, gecikmeye rağmen yolculuğu yapmışsa, sadece gecikmeden doğan zararının tazminini dava edebilir. Cayma şekle bağlı değildir; hareket yerinden ayrılma, cayma kabul edilir. Sözleşmeden cayılsın veya cayılmasın, gecikme nedeniyle doğmuş herhangi bir zarar ispat edilemese bile mahkemece bilet parasının üç misli tazminata karar verilir.
“katlanması istenemeyecek bir süre” henüz tanımı yapılmamış olduğu için izafidir. Bu süre benim için 4 saat, bir başkası için 45 dakika olabilir.
Burada ücret ve tazminat ayrı ayrı ele alınmakta.
Ben zararımı ispat edersem karşılığını, edemezsem de bilet parası ile bilet parasının üç mislini tazminat olarak alacağım demektir.
Ortada daha taslak diye durmakta olan “Havayolu ile seyahat eden yolcuların haklarına dair talimat” ise sırada bekliyor.
MADDE.8
(2)
Yolculara Madde 9 uyarınca, varış süresi esas olarak rezervasyonu yapılan
uçuşun planlanan varış zamanını;
a)
b)
1500 ile
c)
(a) ve (b) kapsamına girmeyen tüm uçuşlar bakımından dört saat;
aşmayan alternatif bir uçuş ile son varış yerlerine
güzergah değişikliği teklif edilmesi halinde işleten hava taşıyıcısı, paragraf
(1)’de öngörülen tazminatı %50 oranında düşürebilir.
Kanunlaşırsa çelişecek, tanımlar karışacak ve biri diğerinden üstün olmadığı için de aynı konuda iki kanun, hukukçuları da işin içinden çıkılmaz zorluklarla karşı karşıya bırakacaktır.
Yolcularımızın çok sevineceklerine inandığım Madde.908 için merak ettiğim tek husus, bu kanun maddesini hazırlayanların, hazırlayıcılara yol gösterenlerin; bu kanun taslağı için oluşan Kurul? içerisindeki Hukuk adamlarının “Bir de Havacı arkadaşlara sorsak” gibi bir sorunun akıllarına gelip gelmediği.
Eğer sormadı iseler önemli değil, hep yapıla gelen bir davranış.
Eğer sordu ve bu yönde bir cevap aldı iseler, hak etmişiz demektir!
“Ratio Legis” yerine tam oturmuş bu maddede.
Size de öyle gelmiyor mu?