EKONOMETRİ ve AHLAK
Türk Dil
Kurumu Ekonometri kelimesini, “Ekonomik olayların açıklanmasında çok sayıda
değişkeni göz önüne alarak ve karşılıklı bağıntılar kurarak teorik çalışmaların
deneylerle doğrulanmasını sağlayan matematiksel yöntem” diye açıklar.
Bilgisayarlı
veri depolama ile istatistiksel analiz yapabiliyor olmanız, artık sizin
tüketiciyi yönlendirebileceğiniz anlamına gelmektedir. Bu da sizin verim
yönetimi için Pazar bölümlendirmede müşteri isteklerini kontrol altına almanız
ve hatta müşteride yeni istekler uyandırmanızı kolaylaştırıcı yöntemler
yaratmanızı sağlayacaktır.
Bunu şöyle
de açıklamak olası.
Arz-talep
ilişkisine göre sabit fiyatı 50TL olan bir üründen 50 adet satarsanız geliriniz
2500TL olacaktır.
Verim
Yönetimi uygulayıp çeşitli ücretlendirme ile müşteride belirli algılar
yaratarak aynı 50 adedi 4000TL’ya çok rahat ve hiç sıkılmadan satma şansınız
olacaktır.
Uçaktaki
koltuklara ancak pencere-kenar-orta koltuk ayırımı yapabilirsiniz. Teker üstü ! (kanat üzeri-aşağıyı görmenizi engellediğinden
dolayı) pek tercih edilmese de size getiri açısından çok da yararlı
olmayacaktır. Ama zamanı kullanarak önce ücretlendirip sonra koltukların tercih
boyutu ile bir kere daha fiyatı arttırabilirsiniz. Sanmayın ki tüm yolcular
daima en düşük ücretten bilet satın alacaklardır. Bu sınırı da yok etmenin tek
çaresi zaman boyutudur.
Havayolu
işletmeleri zamanı kullanarak pazar bölümlendirmesi yaparlar. Sonradan aynı koltuğa
daha fazla ücret ödeneceğini bilmek, müşterinin tercihinde önemli bir yer
tutar. Elektronik ve moda sektörü ise tam aksini kullanır. İlk çıkan en
pahalıdır, ilk kullanan en çok parayı verendir.
Havacılıkta
aşılması gereken bir diğer sınır ise, işe nerede ise yok denecek bir maliyet
ile en fazla değeri katmaktır. Bunun en güzel örneği, bazı şirketlerdeki “business class” diye ayrılan üç
kişilik koltukların ancak iki kişiye daha pahalı fiyattan satılması örneğidir.
Dört sıra ayrılmış, 24 koltuk yerine 16 koltuk satışa çıkarılmıştır.
Otomatikman 16 koltuğu 1300TL’dan satışa çıkardığınızda, koltuk başına zaten
866TL’ya gelecektir ücreti. Ekonomi sınıfını da 470TL’dan satıyorsanız, %54’lük
artış uygulamış olursunuz. Şimdi asıl yapmanız gereken bu koltukların tümünü
satmak. Boş kalan her bir koltuk, koltuk ortalamasını düşürecek ve sizi yok
yere zarara sokacaktır. Havacılıkta boş koltuk, kayıptan da öte yok olmak
anlamındadır. Bu günlerde tüm havayolları Kalkış-Varış odaklı yeni sistemler
üzerinde çareler aramakta ve verim arttırıcı önlemler almaktadırlar.
Artık
verim yönetiminde karar alma işlemi aynı envanter
için, (örneğin uçakta - ki belirli sayıda koltuk var) ticaret dışı rekabet
yaratmaktan geçmektedir. Bu gibi kapasitesi belirli durumlarda yapılması
gereken tek şey, eldeki tek kuş daldaki kuşlardan daha kıymetlidir mantığını
kafalara işlemek ve daha sonra alındığında daha pahalı olacağını hep
vurgulamaktır. Bu içsel rekabet,
bazen dışsal rekabetin etkisinde önemlerini yitirirler. Arz-talep eğrisinin
yüksek gelir çizgisi, düşük gelir sınıfının ilgisizliğine de neden olabilir. Bu
gibi durumlarda iç rekabet ile dış rekabet dengesi kurulacak ve yine en yüksek
verim elde edilmeye çalışılacaktır. Bu gibi durumların en güzel örneği, bir
spor takımının önceden koltukları alt bölüm ücretinden satın almasıdır. Bilgisayar,
koltukların daha iki ay öncesinden kapasitenin 1/3’ü oranında satıldığını
algılaması ile geri kalan bölümlerde fiyatı yükseltecek ama ücret, rakip
firmanın uyguladığı ücretin üzerine çıktığı için bu sefer de normal bilet
satışları duracaktır.
İyileştirme
işlemleri (optimization), Pazar bölümleri arasında
kapasite oluşturma ile umulan artışın en yükseğe çıkarılması için yapılan
çalışmadır. Değişik uygulamaları mevcuttur;
·
Koltuk üzerinden
(uçağın koltuğunu satarak)
·
Kapasite
üzerinden, (tüm uçağın kapasitesini satarak)
·
Pazar üzerinden,
(kalkış-varış noktasını ürünleri satarak IST-ESB-IST)
·
Dönem üzerinden
(Yaz tarifesi boyunca).
Verim
Yönetim Sistemi artık zaman boyutunu esas alırsak, havayolları, oteller,
seyirsel olaylar ve sınırlı sayıda yer sunabilen her işletme için vazgeçilmez
bir yöntem olmuştur. Kalkan uçağın boş koltuğunun değeri olmadığı gibi,
oteldeki boş odanın, konser salonunda ve maçtaki boş koltuğun artık değeri
olmadığı gibi, bu mantıkla satılmış koltuklara zararı da olacaktır. İşte bundan
dolayı sistem, belirli bir süreç içerisinde satışları dengeleyip gelirleri en
yüksek orana getirecek şekilde programlanmıştır.
Karşımızda
bir bilgisayar mevcuttur ve bilgisayarlara duygu yükleyemezsiniz. Ama kişilik
bilgilerini, ev adresleri ve iletişim bilgilerini, sık uçan birisi ise, düzenli
olarak nerelere gittiğini, hangi kredi kartını kullandığını, bu kartın
sınırlarını ve içeriği ile ilgili bilgileri (şifreniz dahil)
muhafaza eder. Bu bilgileri kullanmasa bile, artık elektronik sistemde gizlilik
diye bir kavram olmadığı için, gerektiğinde herhangi bir kişi ya da kuruluş, bu
bilgileri eline geçirecek ve amacına yönelik kullanmaktan hiç tereddüt dahi
etmeyecektir. Hiç ummadığını zamanda karşınıza çıkan satış fırsatları, size
özgü ve sınıfınıza yönelik yapılan araştırmalar sonucu oluşan bir liste
nedeniyle karşınıza çıkmıştır ve bu sizin sınıf ve konumunuza uygun satışı bir
şans eseri “ayağıma geldi” diye nitelemekten kendinizi alamazsınız.
Bazen
tüketiciler bu tip davranışı boykot etmeye niyetlenseler de, kendi çıkarları
söz konusu olduğunda, bu niyetlerini geri plana atmayı becerebilirler. Ne de
olsa insanoğlu, kendi çıkarı karşısında duygularına hep yenik düşmüştür ve Verim
Yönetim Sistemi bir bilim dalı olarak bu nedenle ortaya çıkmıştır.
Bilgisayara
sorarsınız;
- Biletini üç ay
öncesinden almış kaç iç hat yolcusu var?
- Üç ay öncesinden bilet
alanların adedi 1800,
- Bunların kaçı, aldıkları
biletin üzerindeki tarihte uçmuş?
- Bu tip uçuşlarını
gerçekleştirenlerin adedi 120. (%0.67)
İşte benim
hedefim bu tip yolcular. Hemen bir kampanya başlatırım.
1- Üç ay önce bilet alırsan 20TL + vergiler.
2- Bilet iadesi yapılamaz,
3- Tarih değişikliği 15TL.
4- Yeni tarih ücreti üzerinden fark alınır.
Bunların
yanına bir de ücretli koltuk seçimi sunarsınız P=Pencere Kenarı, K=Koridor gibi.
İsteyene de standart bir liste ile Yemek satarsınız ki normalde $3-10 arası olan bu yemekleri, $5-$15 arası ücretlendirerek.
Asıl
kazancımız, her rezervasyonun ilgili kotayı doldurarak bir sonraki kısma
geçmeyi kolaylaştırması ve ücretin artığını görenlerin bir an önce biletleri
almaya yönelmeleri. Aslında bu rezervasyonların binde 67’sinin gerçekleşeceğini
bildiğimizden, her hareketin gelir artırıcı olduğu ve sistemin ne kadar yarar
sağladığı açıkça görülmektedir.
Şirketler
artık “Sık Uçan Yolcu” kavramını kaldırmak zorundadırlar. Sabit ücret
uygulanmadığı için, ne tür bir indirim yapılacağı konusu açıkta kalmıştır. Buna
karşı şirketler yolcularını kaybetmek istemezler. Bu sefer iç-dış rekabetin
yerini yardımcı birlikler alır.
“Eğer şu
bankanın kartı ile bilet alırsanız, şunlar ve bunlar size geri dönecektir.”
“Eğer bu
bankanın kartı ile bilet alırsanız, her km için bu kadar puan biriktirirsiniz.”
Artık iş
ortağınız bir ya da birkaç banka oluvermiştir. Finans açısından da şirket yeni
kazanımlar elde edecektir banka ilişkilerinde.
Şimdi
sorumuzu soralım.
Bu ahlaklı
bir davranış mıdır sizce?
Sevgiler
servetbasol.com
110131