Eğitim zorunlu ama hala öğrenmeye gerek
var.
“Yaşadıkça
öğrenirsin” sözü sanırım havacılıkta tersine işliyor.
“Öğrendikçe
yaşarsın!”
Havacılıkta başımızdan
ve başkalarının başından geçen deneyimlerden bir şeyler öğrenebiliyor muyuz? Yani
öğrenmeye devam edebiliyor muyuz?
CRM ilk devreye
girdiğinde kişinin kendini rapor etmesi çok sorgulanmıştı. Belki de hala sorgulanmakta.
Bir Lufthansa pilotunun Flap
ayar kolu yerine İniş takımları koluna uzandığını, ama gülerek bu hatasını fark
ettiğini, yine de kendisinin bu hareketini rapor ettiğini hatırlayalım.
Lufthansa,
bu rapor üzerine geniş bir araştırma yapmış ve “muhtemel neden - probable cause” ile “temel neden –
root cause” kavramını
geliştirmişti.
Yaşantımız
öngörülemeyen nedenlerle gebedir. Uçakta ise bu nedenler birbirini tetikleyecek
kadar karmaşık ve çoktur. Bunların üstesinden gelmek için eğitilmek çoğu zaman
yetmemektedir. Öğrenmeye devam etmenin bir başka yolu da bilgi akışını daima
kullanılabilir şekilde akıcı kılabilmektedir.
Flight Safety Foundation (FSF) Teknik
Program Müdürü Jim BURIN, geçmiş senelerdeki kaza
özetlerindeki nedenlerin, hala devam etmekte oluşuna dikkat çekmektedir. Yazdığına
göre hala eski tip kazaları tekrar yaşamaktayız. Aynı senaryolar ve aynı tip kazalar.
Üstelik her kaza sonrası önleyici tedbir alınıyor olmasına rağmen.
Peki, tüm
bunlardan hala neden ders almıyoruz?
Burada iki temel nedenden bahsetmek olası.
Önce bilgi.
Ne kadar zeki
olursak olalım, tek başına bilgi yeterli olmuyor. Bilgiyi oluşturan parçaların
bütünlüğü sağlanmadıkça, o bilgi işe yaramıyor. Bilgi kullanımının paylaşımı
burada devreye giriyor. Toplumsal farkındalığın genelleşmesi ve bu
farkındalığın bireylere indirgenmesi en önemli hedef olmalı.
Sonra bu
farkındalığın yaşama geçirilmesi.
Yani, bir kaza
olmuş, bizler de nedenini bulmuş isek, toplumsal farkındalığı bireylere kadar
yayabilecek sistemler yaratmalıyız. Ancak bu şekilde benzer ya da tekrar
kazaların önüne geçebiliriz. Bunu başarabilmenin tek yolu bireyler ve kurumlar
olarak öğrendiklerimizi günlük yaşantımıza yansıtabilmekten geçer.
Eğitim bunun
neresinde?
Eğitim,
öngörülenlere hazır olmaya yöneliktir. Elinizde ne var ise, ona göre eğitim
verirsiniz. Bu çalışmıyor ise, şu bozuldu ise, o sıkıştı ise, dikine rüzgar yersen, yan rüzgar limitlerde ise, vs… Amaç, belirli
bir disiplin içerisinde öngörülemeyene hazır olmaya yönelik bir sistemin sadece
öngörülenlerini kapsar. Mesleki tavır ve bakış açısı edinilmesine yardımcı
olur. Bu nedenle “meslek” kavramına çok önem vermekteyim. Mesleklerine katkıda
bulunanlara “uzman” denir derken, öngörülemeyenler karşısında ezilmeyen,
üstesinden gelenlerden bahsetmekteyim.
Öğrenme bunun
neresinde?
Öğrenme işte
burada başlar. Önce öğrenmeyi bilmek gerekir. Sefer arası çay içerken yapılan
konuşmalar, anlatılan hikayeler ve hatta abartılan
durumlar bile “öğrenmenin bir parçasıdır”. Sosyal yaşamda buna “kültür – birikim”
denmekte ve deneyim ile eş tutulmaktadır.
Kontrolörlüğümün
ilk yıllarında bizlere mikrofon vermeden önce asistanlık yaptırırlardı. Hala da
aynı sistem var. (Usta-çırak ilişkisi). Bu stripleri
yazmaktan tutun, çay servisine kadar uzanan çetrefilli bir yoldur. “Usta”
kontrolörlere asistanlık edenler de sonradan usta kontrolör olmuşlardır. Bunun
nedeni ise sizin düzgün ve okunaklı strip yazmanız
değil, aralarda “usta”nın size aktardığı ipuçlarında gizlidir. Bazen “Bak,
böyle bir durum geçen sene şu şirketler arasında da yaşanmıştı ama şimdi ben
öyle değil, böyle talimat veriyorum” gibi övünme ya da dikkat çağrılarıdır
sizin de iyi bir kontrolör olmanıza sebep.
Havacılıkta
artık böyle ayrıcalıklara yer yok. Pilot da, kontrolör de, Uçuş İşletme Uzmanı
da, AIM de, herkes iyi, üstelik çok iyi olmak zorunda. Artık sadece ustalara,
onların deneyim ve çözümlerine değil, herkesin yaşadığı ve üstesinden geldiği
deneyimlerin paylaşılmasına, sonra da bunların “öğrenilmesine” gerek vardır.
Hep söylediğim
bir söz;
Meslekler
arasında fark yoktur, meslektaşlar arasında fark vardır.
Bizler bu
farkın arasını kapatmaya ve hep aynı seviyede tutmaya zorunluyuz.
Eğitim ve
öğretim bunu gerektirmektedir.
Kısaca
özetlersek;
“Öğrendikçe
yaşarsın!”
Sevgiler