GÜVENLİK YÖNETİM SİSTEMİ (GYS)
SAFETY MANAGEMENT SYSTEM (SMS)
Bilimsel yaklaşmadıkça
başarılamayacak olan böyle bir nazik konu, dışarıdan örnekler ile anlaşılmaya
çalışıldı bazı kurum ve kuruluşlarda. Bu kuruluşların birinde şahit olduğum
şey, hemen her yere daha ilk bakışta el emeği ve göz nuru aktarılmış çok güzel
ve işlevsel föy bölümü; föy
içerisi ilgili boş form ile dolu ve doldurulduktan sonra içine atacağınız
kilitli muhafaza kutusu.
Föyün içerisindeki Gizli Güvenlik Rapor Formu şu
başlıklardan oluşuyordu;
Ön bölümde kimlik bilgisi
istemenin tek nedeninin, yazılanlarda açık olmayan yere rastlanırsa geri dönmek
için istendiği ve tanım kısmının gizli kalacağı güvencesinin verilişi idi.
İstenilen bilgilerde şu
başlıklar yer almakta idi;
İsim, Telefon, ePosta ve Adres.
Sonraki bölümde istenilenler
ise;
Tarih, Saat (UTC), Olay/Kaza
tipi, Uçak Reg.
Sonra da formda biraz boşluk
ve kâğıt katlama çizgisi.
Buradaki başlık ise
“Gizli
Güvenlik Rapor Formu” solda ve en sağda Rapor Numarası ve bir boşluk.
Sonrası ise daha detaylı ama
amaca aykırı bilgilerin istendiği, genellikle Yaz, Doldur, Seç gibi bölümlerden
oluşan Flight Phase, Air Traffic Kontrol, Aircraft Configuration, Weather Factor, Bunların
etkenleri, raporlayan ve toplam uçuş saati gibi birçok detaydan sonra ana
konuya giriş.
Ne oldu, lütfen anlatın: ve yarım sayfa boşluk, sayfa sonunda “Devamı arka
sayfada” yazısı, arka sayfanın 1/3 kadarı yine boş sonra katlama çizgisi, 2/3
kısmında ise SMS in amacının tanıtımı ve son bölümde katlama çizgisinden sonra kime
seçeneği ile şirketin genel adresi.
Düzgün katlayınca tüm yazılanın
gizlendiği bir form.
Düşünce ve uygulama
arasındaki fark, işte burada ortaya çıkıyor.
GÜVENLİK BİRİKİMİ - SAFETY CULTURE
Atasözlerimiz içerisinde
saklı birikim (kültür), bizi derinden düşündürüyor.
Kol kırılır, yen içinde
kalır.
Başka bir
örnek.
“Ürünlerimizde ya da
kullanılan malzemede GDO yoktur.”
Kanun gereği GDO
kısıtlamasına uyduğunu bildiren bir marka, bol bol GDO’lu ürün kullananların mahkeme kanalı ile “haksız
rekabet” nedeni saydırıp bu ibareyi kaldırtmaları.
Kanuna kanunla karşı gelip
yanlışı başaran bir birikim, geçmiş ile bağını koparmış, geleceği umursamayan
bir birikim içerisinde yaşamaktayız.
Biz havacılar bu birikimi
gündemden çıkarmak zorundayız.
Bunun ilk adımı ise, şirketinizdeki
anlayışı ölçmek.
Tercihan şirket dışı bir
uzman kuruluşa yaptırmakta yarar var. Deneyimler göstermektedir ki, şirket dışı
kişilerle daha rahat ilişki kurabilmekte çalışanlar.
İkinci adım ise kavramı
pekiştirici talimatlar hazırlamak, el kitaplarındaki bazı maddeleri değiştirmek
ve yenilerini ilave etmek.
Tüm çalışanlar, beklenen
şekilde davranış birliği gösterdiklerinde, idarenin ne yapacağını önceden bilmeleri
ve hukuken de korunuyor olduklarını anlamaları.
Üçüncü adım ise ortaya
konulan ve yazıya geçirilenlerin kavramsal etkilerini, doğru kelime ve cümleler
kullanarak ne kadar etkilendiklerini, inandıklarını ve kabullendiklerini
ölçmek.
Yine aynı ölçme yöntemini
kullanarak durum tespiti yapmak, kaybedilecek süreyi engelleyecektir.
Dördüncü adım ise varsa
şirketinizden, şirketinizde olmasa bile dışarıdan örnekler ile doğruyu
söylemenin hayat kurtardığı gerçeğini vurgulayan bilgilendirme yayınlarını sık sık şirket içerisinde paylaşmak.
GÜVENLİK BİRİKİM BULGULARI - SAFETY CULTURE FINDINGS
Asıl sorunun burada karşınıza
çıkması kuvvetle olası.
Şimdiye kadar yazılmış olan
talimatlar, el kitapları ve usuller içerisinde yanlış olan, eksik olan,
gereksiz olan vs.. bir çok idare kökenli konu, önümüze
gelecek ve bu sistem önce biz idarecileri vuracaktır.
Daha da ileriye gidersek,
uçuş hattı, bakım hattı ve yer işletmede mevcut birçok sorunu görmezden
geldiğimizi fark edecek, görmezden geliş nedenlerimiz de bize sırıtacak, acil
müdahale için de parasal, belgesel ve bilimsel desteğe duyulan gerek ve bu
gereklerin çokluğu bizleri hayrete düşürecektir.
Günümüzde
hala devam eden kavram, işi süresi içerisinde bitirip teslim etmek ama emniyet
ve güvenli tamamlamayı sonraya bırakmak. Bu ister pilot, ister teknisyen, ister mühendis ve hatta isterse NavKit olsun, çalışanların çok büyük bir kısmının olmasına
müsaade ettiği ve bazen haklı neden olarak gördüğü bir durumdur.
Çalışanlar, yani işin
sorumluluğunu yüklenmiş olup bizzat yapanlar, eksiklerini gayet de iyi
bilirler. Sizler istediğiniz kadar uğraşın, onlar istemedikçe, gerçeği ancak
onların gösterdiği şekilde görürsünüz.
YANLIŞIN TEKRARI - REPEATING ERRORS
Eskiden şu sözü çok sık
kullanırdık.
Bir defa hata yaparsan, bu
herkesin başına gelebilir denir,
İkinci aynı hataya ise, bu
senin hatan denir,
Üçüncü defa aynı haytayı yaparsan
buna aptallık denir.
Şimdilerde ise hatayı bizler
yapmıyoruz.
Hata benim ile ilgili ise,
birileri hata yapmama sebep oluyor demektir!
Hâlbuki aynı şeyleri yapıp
değişik sonuçlar beklemek aptallıktır.
Bunun için bile bir deyişimiz
var.
Amerika’yı ikinci defa
keşfetmek gerekmiyor.
Bunun altında yatan ana etken
(root cause) ise kimsenin
hatayı kendinde aramıyor olması.
Hatalardan alınmayan dersler
böylece sıraya girip her seferinde yine karşımıza çıkıyor ama biz hep başka başka şartlarda karşımıza çıkış nedenlerini araştırmaktan
çok uzağız.
İLETİŞİM EKSİKLİĞİ - LACK OF COMMUNICATION
Havacılıkta alınan riskler
olabilecek en düşük seviyelerde olmakla birlikte, oldukça ses getiren bir
biçimde ortaya çıkar. Ortaya çıktıktan sonra ise bizler hemen bir sorumlu
ararız. Bir defa sorumlusu bulundu mu, bizler için korkacak bir şey
kalmamıştır. Yazdığımız tüm talimatlar, el kitapları, genelgeler ve verdiğimiz
tüm kararlar artık deşilmez.
Hatamızı görmüş olsak bile
yazılı hiçbir değişiklik yapılmayacaktır. Eğer yapılırsa hataya ortak
olunmuştur ve bu daha da büyük bir suçtur!
Riskleri paylaşır mıyız?
Evet. Ama ya en yakınımızla ya da ortak sorumlu olduğumuz kişi ile.
Sorumluluk birinin üzerine
kaldığında söylenenler ise daha da trajik bir durumu ortaya koyar.
“Ben en az yüz defa söyledim,
beni dinlemediler.”
“Hep rapor yazalım dedim,
kendini kapının önünde bulursun dediler.”
“Bu konuda iki rapor yazdım,
soruşturma geçirdim.”
İletişim musluklarını teker teker kapadınız mı, artık geri dönüşü olmayan bir yola
girersiniz.
Bu riskli yol sizi nereye
götürür hem bilemez hem de farkında olamazsınız.
VARIŞ NOKTASI - ARRIVAL POINT
Güvenlik Yönetim Sistemi için
güvenilir kişilere, güvenilir belgelere, güvenilir sistemlere ve güvenilir bir
ortak inanca gerek duyulur.
Kalitenin aksine tepeden
aşağı değil, tabandan yukarı gelişecek bir kavramdır ve sınırları dışında kimse
kalmamalıdır.
Sistem için ön çalışma
yapılmalı ve kopya-yapıştır değil, şirketin tüm çalışanlarına erişebilecek
uyarlama ve uygulamaları kapsayacak düzenlemeler ile şirkete özgü bir sistemin
yapılanmasına özen gösterilmelidir.
Birinci evre, sistemin
kurulması, ikinci evre ise “Just Culture”
kavramına ulaşmak.
Artık ölçme ve
değerlendirmenin yapıldığı, “ana etken” peşinde koşulan ve ortak amaca hizmet
eden bir şirket, doğal olarak diğerlerinden ayrılacak ve değerlenecektir.
Üçüncü aşama ise “Örgütsel
Öğrenme ve Gelişim” dir.
Şu anda şirketiniz acaba
hangi evrede ya da evrende?
Sevgiler
101212