DMH-LCC ve Kavram Kargaşası
Herkes bilir
ki ben bu "Düşük Maliyetli Havayolu" tabirini hem kullanmam hem de
yanlış bir tabir olduğunu söyler dururum.
Havayolu
işletmesinde maliyetler nasıl düşer?
1- Daha ucuz meydanlara uçarsınız
2- Zorunlu olmayan kalemlerde daha az masraf yaparsınız (ikram
gideri gibi)
Bunun üçüncü
ve dördüncüsü yoktur. Çünkü başka "tercih"iniz yoktur.
Daha az
ücretli pilot, daha ucuz teknisyen, daha ucuz personel vs. mümkün değil.
Bu kavramın
asıl adı "Düşük Ücretli Havayolu" olabilir.
Düşük ücret
sunmak ise yüksek seviyede işletme bilmekle olur.
Bu işletmeyi
"Modern Pazarlama" ile desteklerseniz olur.
İşletme
maliyetini düşürmek demek, uçağın aylık uçuş saatini ve paralelinde koltuk
doluluk oranını arttırmak ile olur.
Yaklaşık
olarak bir havayolu işletmesinin direkt giderleri toplam giderin %40 civarını
oluşturur.
Değişken
giderler de %60 civarını.
Eğer ayda
200 saat uçuyor iseniz, saatlik maliyet 4650$
Eğer ayda
240 saat uçuyor iseniz, saatlik maliyet 4530$
Eğer ayda
260 saat uçuyor iseniz, saatlik maliyet 4380$
Eğer ayda
280 saat uçuyor iseniz, saatlik maliyet 4250$ civarlarında olacaktır.
Düzgün bir
bakım sistemi ile parçalı bakım konseptine uygun bakım
gerçekleştirebiliyor iseniz, uçağın yerde kalma saati azalacak ve kar
artacaktır.
Bir de
koltuk doluluk oranları var.
Herkes bir
%85 tutturmuş gidiyor.
Halbuki
doluluk oranı gidiş/dönüş olarak hesap edilir.
Aksilik
şudur ki hiç bir seferin gidiş/dönüş %85 dolu olması düşünülemez.
Bu nedenle
maliyet hesapları başka türlü yapılır ve eğer istenilen şartlara uygun gelir
elde edilemez ise önce frekans azaltılır, sonra o hat seferden kaldırılır ve
daha verimli hatlar aranır.
Gelelim ucuz
koltuk satışına.
Modern
Pazarlama burada devreye girer.
Artık her
şirket alacağını/vereceğini, elindekini ve satacağını bilgisayarlar ile kontrol
etmektedirler.
Her türlü
kampanya, sanmayın ki bizlerin iyiliği içindir.
Elimizde
bilgisayar verileri olduğu sürece bu verileri şirketler kendi çıkarlarına
kullanırlar.
Üç ay
öncesinden bilet satın alıp uçuşu gerçekleştirenlerin oranı %1'in altında ise,
kampanya ilan edilir ve tabii bu arada "rezervasyon değiştirme
ücreti" böylece ortaya çıkmış olur.
10 TL ile
uçun + vergiler ama üç ay önceden bileti satın alacaksın.
Bu arada
pencere kenarı ve koridor için ayrıca 5 TL.
Bagaj hakkı
istatistikleri de buna göre tespit edilir.
Toplam bagaj
ağırlığı eğrisi üzerine bir çizgi çekilir ve bagaj hakkı (örneğin)
Aklımızda
kalan ise (eğer o kampanya süresince uçmadı isek) şirket ucuza bilet satıyor
deriz.
Bizlere sunulan
her kampanya kendi istatistiklerine göre grafiğin en avantaj getiren sınırıdır
onlar için.
Aniden
uçmaya niyetlenin de görün acısını nasıl mecbur kalandan çıkarıyorlar.
Tek yön için
94 ile 214 TL arası şu anda bilet fiyatları ki maliyeti ancak 54 TL.
Eskiden
acenteler iki saatlik bir uçuşu koltuk başına 100$'a, üç saatlik bir uçuş için
150$ a tüm koltukları yemekli olarak satın alır, yolcuya allah
ne verdi ise o fiyata satarlardı.
Şimdi
Charter'cılar aradan çıktı, şirketler kendileri pazarlıyorlar koltuklarını.
40 dakikalık
uçuş size 37,5 $'a mal olur, yaklaşık 50 TL, haydi diyelim 54 TL.
Ekstra
gelirler, acente komisyonları, vergiler vs. her şey yolcudan alınıyor.
Neden Düşük
Maliyetli Havayolu demeyişimin nedeni, maliyetin düşük değil ama karın yüksek
oluşu nedeniyledir.
Çünkü
maliyetler "genel" maliyet hesapları dışında "sefer"
bazında da yapılır.
Hiç bir
meydanın gideri bir başkasınınkine eşit olmaz.
Hiç bir ayın
doluluk ve frekans ortalaması da birbirini tutmaz.
Ayrıca
yüksek "risk", sene sonu maliyetlerini etkileyecektir. (bir uçağın
arızalanması ve filoda devre dışı kalması)
Eğer bir
yüksek ücretli (IATA) kuruluşa üye ve iş ortağı olarak bir şirketler birliği (consortium) ile çalışıyorsanız, o işte zarar etme
şansınız çok azdır.
Bu nedenle
aslında ucuz değil ama kabul edilebilir bir ücret politikanız ve iyi bir
işletmeniz var ise, ayakta kalma şansınız belki olabilir.
Bunu garanti
etmek için ise "modern pazarlama" yapmak zorundasınız.
Verdiğim
örnekler kesin değil ve işletmenin yapısı ve özelliğine göre değişebilen
oranlardır.
Yine de en
iyi ile en kötü işletilen şirket bu oranların ancak %5'ine +/- erişecektir.
İkram fiyatları
hakkında da bir şey söylemeliyim.
3 ile 5 $
arasıdır yolcu başına alınan ikramın maliyeti (sıcak/soğuk yemek ile sıcak/soğuk
kahvaltı).
Yani yolcu
başına 7.5 TL masraf etmedi diye düşük maliyet oluyorsa, orta ölçekli bir
şirkette dönen paradaki yüzdesi (3 $ v/s 20-25 Milyon
$ yıllık) nedeni ile bu ismi onlara vermek de komik olacaktır.
Konumuza
geri döner isek, şirket batma nedenleri, uygulanan fiyat politikaları değil,
uygulanmayan modern işletmecilik nedeniyledir.
Bu konuya
sonra bir başka nedenle dönebiliriz.
Şirketler ve
batma nedenleri aslında Türkiye'ye özel bazı kavramlar yaratılmış ve ilginç
nedenlerin ortaya çıkmasına ve batış sebebi olarak bu nedenlerin
isimlendirilmesine sebep olmuştur.
Dünya
genelinde geçerli hiç bir örneği bulunmayan kuruluş ve batış konusuna bir başka
sefer değiniriz.
091129