Türk Sivil Havacılık Sistemine Genel Bakış...
1995
senesinde FAA ve ICAO Türkiye'nin kategorisini 1 den 2 ye indirince, JAA
devreye girmek zorunda kalmıştı.
1995 ve 1996
yıllarında Türk Sivil Havacılığının yapılanması için bir çalışma yapıldı. Bu
çalışma konularının başında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü yapısı ve çalışma
şekli ön planda idi. Çalışmaların ardından hemen JAA'e
müracaat edildi ve kısa süre içerisinde tekrar 1'e yükseltildi konumu.
O dönemde
hazırlanan Türk Sivil Havacılık Kanunu çok büyük değişikliklerle bildiğiniz
gibi 2006 da kanunlaştı. JAA standardı henüz yakalanmadı ama büyük gelişmeler
yaşandı, hala yaşanıyor.
Türk Sivil
Havacılığındaki temel sorun, Türkiye'nin temel sorunundan farklı değil. Sorun
"Meslek" sorunu.
Eskişehir
Sivil Havacılık Yüksek Okulu daha 1990 da açıldı. Halen sahada yaşam savaşı
veriyor.
DHMI bir
dönem bu mezunları "kabul" etmedi.
Havayolları
bu pilotları daha "kapar" hale gelmedi.
Sektördeki
diğer "meslekler" ortada yok. Kargo, Harekat, Uçak Yükleme, Tarife
Planlama, Ticketing, Yolcu Hizmetleri, Uçuş İşletme
Uzmanı, Meydan Müdürü, Apron İşleticisi, Ekip
Planlama Uzmanı vs.. arayanların hiç "(Meslek)
Yüksek Okulu Mezunu" şartını gördünüz mü?
Meslek kavramı olmadan ancak buraya
kadar.
Meslek tarifi
ise, “kendi konusunda araştırma yapabilen ve mesleğinin gelişmesine katkıda
bulunabilen” kavramını da içerir.
Kişisel
başarılar, mesleği yüceltmez, kişileri yüceltir.
Doktorluk,
eğitimden sonra bilgi paylaşımı ile ayakta durmaktadır.
Hangimiz
meleğimizdeki gelişmeleri takip ediyor ve paylaşıyoruz sonrada hep birlikte
gelişmesine yardımcı oluyoruz?
Böyle bir
eksiği ancak bilim dışında bu forumlarda gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Bilimsel
yaklaşım, teknoloji demektir. Teknoloji para demektir. Para parayı getirir sözü
burada devreye girer.
Teknoloji ile
parayı kazanacak olan eğitimli insan gücüdür.
Mesleki
eğitim de yetmez.
Kişiyi görüş
sahibi yapacak olan diğer insani değerleri de eğiterek öğreteceksiniz. Yaratıcı
insan gücünü oluşturacaksınız.
Türkiye’deki
uçakların çoğu, CAT-IIIA yeteneğine sahip.
LVO (Low Visibility Operation) sertifikası ise kişilere verilmez.
1.
Araç (Uçak) ilgili
donatıma ve bu donatımın özel bakım programına ve personeline sahip olacak,
2.
Aracı kullanacak olan
(Pilotlar) ilgili donanımı kullanabilecek yeterli bilgi, eğitim planı ve
deneyime sahip olacak,
3.
Aracın konduğu yerde
(Meydan) ilgili donanımın ölçümleme, bakımını ve kontrollerini yapabilecek
bakım planın ve eğitimli personelin olacak,
4.
Md. 1,2 ve 3 deki tüm
şartları yerine getirdiğini belgeleyecek birer kalite sistemine ve kalite
denetçilerine herkes sahip olacak.
Ülkemizde
daha Kalite Yüksek Okulu ya da Fakültesi yok. Hepimiz "Gibi" yaparak
ancak buraya varabiliriz.
Ülkemizde
hemen her 10 yılda havacılıkta bir kriz yaşanmaktadır. Kriz nedenlerini
ekonomik durumlara bağlamamalıyız. Ayakta kalan sektörlerin bu krizleri nasıl
atlattıklarına bakmalıyız.
Bilimsel
çalışanlar ancak atlatabilmişlerdir.
Meslek
kavramına çok önem vermeliyiz.
Mesleklerimize
sahip çıkmalıyız.
Mesleklerimiz
için araştırma yapmalıyız.
Sadece
kendimizi değil meslektaşları da bu araştırmalarla bilgilendirmeliyiz.
Uçağı Pilot
uçurmaz. Uçağı teknik uçurmaz. Uçağı ATC uçurmaz. Eğer bir uçak uçacaksa onu
BIZ uçururuz. A dan B ye gidecek olan "bir" uçağa yaklaşık 2000 kişi
hizmet verir.
Nitelikli ve
çağdaş hizmet ise "meslek" kavramı olmadan oluşmaz.
Ya da
"adım Hıdır, elimden gelen budur" tümcesi ile geriden takibe devam
ederiz.
Sevgilerimle
070724