ALTAY TANKI ve FABRİKASI
''Türkiye'de
günlerdir Katar ortaklı BMC’nin ‘’Altay Tankı’’nı neden yapamadığı konusu
konuşuluyor. Bu konuda gazetelerde haber ve yorumlar yazıldı, TV’lerde açık
oturumlar düzenlendi. Gelin ‘’Altay Tankı’’nın hikâyesini bir de benden
dinleyin…
Projelendirilmesi
Yerli
tank yapma projesi çoook eskilere dayansa da ilk ciddi projelendirme işi 1992
yılında ‘’Modern Tank’’ ismiyle başlar… Çalışmalar 1998 yılına kadar devem
eder… Bu tarihte projenin amacı Türkiye’de ‘’yerli tank üretim altyapısını
oluşturmak’’ olarak belirlenir…
Projenin
amacı ‘’yerli tank üretim altyapısını oluşturmak’’ olarak belirlenmesinden
sonra 2001 yılında ABD tarafından TSK makamlarına bir teklif yapılır. ABD’nin
AKKA anlaşmaları çerçevesinde Avrupa kıtasından çekeceği M1 Abrams tankları
vardır… Bu teklifte ABD, bu tanklardan 200 adedini Türkiye’ye vermek
istemektedir… Şimdi burada M1 Abrams tanklarının özelliklerini saysam konu
sapar ancak M1 Abrams tankları hakkında en kısa olarak şunu söylemeliyim: M1
Abrams tanklarının; 1500 hp gücündeki gaz türbin motoru vardır. 61.7 tonluk ağırlığı ile en ağır muharebe
tanklarından birisidir. 120 mm'lik L44'ten geliştirilen L55 modeli tank topu
vardır Bu topun dizaynı Alman Rheinmetall AG firmasına ait olup, ABD General
Dynamics Kara Sistemleri Bölümünde üretilmiştir. Aynı top Alman Leopard 2A5 ve
Leopard 2A6 tanklarında da kullanılmaktadır.
M1
Abrams tanklarının motor, namlu ve mühimmatların farklılığı nedenleriyle bu
tankların Türkiye’de kullanılması beraberinden bir yığın lojistik problemleri
de getirecek ve aynı zamanda da bu tankların kabulü Türkiye’de üretimi
düşünülen yerli tank üretimine de sekte vuracaktır. Bu kaygılarla ABD çok
istemesine rağmen yurtsever subaylarca ABD’nin bu teklifi reddedilir. Ancak ABD
konunun peşini bırakmaz. ABD, daha sonra aynı teklifini 400 adet M1 Abrams
tankı olarak yeniler. Ancak bu teklif aynı nedenlerle yine reddedilir. Eğer
ABD’nin bu teklifleri kabul edilseydi şu an Altay Tankı konuşulmuyor olacaktı…
Bu
teklifi burada bırakıp gelelim konumuzun başına…
Yerli
tank üretim altyapısını oluşturması
Proje
konusu Türkiye’de ‘’yerli tank üretim altyapısını oluşturmak’’tır. Bu maksatla
SSM tarafından ihale açılır. Bu ihaleye Türkiye’de teklif verebilecek üç firma
vardır: OTOKAR, FNSS ve BMC. Başlangıçta bu üç firmanın bir konsorsiyum olarak
teklif vermesi düşünülürse de sonuçta her firma ayrı ayrı teklif verir. Sonuçta
2007 yılında ihaleyi 495 milyon Dolar teklifi ile OTOKAR alır. Bu rakam (495
milyon Dolar) birkaç açıdan önemli bir rakamdır: Birincisi yazımın girişinde
bahsettiğim gibi gerek gazete haber ve yorumlarında gerekse de TV yorumcularda
çok farklı rakamlar telaffuz edilmektedir. Doğru rakam 495 milyon Dolardır.
İkincisi ise OTOKAR bu 495 milyon Doların büyük bir çoğunluğunu proje için iş
birliği yaptığı firmalara aktarmıştır…
OTOKAR'ın
işbirliği yaptığı kurum ve firmalar
İhale
konusu ‘’yerli tank üretim altyapısını oluşturmak’’ için OTOKAR:
Tank
topunun yapımı için Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK veya kısaca MKE)
ile görüşerek bu görevi MKE’ne aktarır. MKE, bu tank için 120 mm (L55 modeli)
tank topu geliştirecektir.
Tankın
zırhının üretilmesi için ROKETSAN ile görüşür. Zırh üretimini ROKETSAN’a
aktarır. ROKETSAN, bu tankta tanksavar silahlarının etki edemeyeceği zırh
paketini üretecektir.
Tankın
atış kontrol sistemlerinin üretimi için ASELSAN ile görüşerek tankın atış kontrol
sistemlerinin üretimini ASELSAN’a aktarır. ASELSAN, tankın atış kontrol
sistemlerinin üretecektir.
Tankın
palet ve askı donanımları üretimi için Arifiye Tank Palet Fabrikası ile
görüşür. Tankların palet ve askı donanımlarının üretimini Arifiye Tank Palet
Fabrikası yapacaktır…
Teknoloji
transferi için Kore’li Hyundai Rotem (Railroading Technology System) firması
ile görüşür. Hyundai Rotem, K1A1Ana Muharebe tankını üretmektedir. Hyundai
Rotem’dan teknoloji transferi yapılacaktır. Hyundai Rotem; Hyundai Motor’a
bağlı bir Hyundai Rotem demiryolu ve savunma sanayi araç ve gereçleri üreten
bir sanayi şirketidir... 2006 yılında
Türkiye'de ortak Eurotem A.Ş. şirketini kurmuştur.
Tank
motoru ve transmisyonun tedariki için MTU firması ile görüşür.
Bu
noktada MTU hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.
MTU
MTU,
Alman Daimler-Chrysler otomotiv grubunun ağır motor birimi olan bir firmadır.
Firma uçaklar için jet motoru, hafif, orta ve ağır zırhlı araçlar, askeri
gemiler, sivil deniz taşıtları, endüstriyel uygulamalar, demiryolu ve
elektrojen grupları için çok geniş ürün ve güç yelpazesinde entegre tahrik
sistemleri (transmisyon), dizel motorlar ve bu motorların kontrol / izleme
ünitelerini üretip geliştirmektedir.
MTU,
Çerkezköy’deki serbest bölgede ‘’MTU Motor Türbin Sanayi ve Ticaret A.S.’’
şirketi tarafından MTU motorları üretmektedir. Burada üretilen MTU motorları,
90 ile 2015 kW arasındaki güç spektrumu, beş motor serisine (106, 199, 870,
880, 890) dayanan özelleştirilmiş ve yüksek entegreli sistem çözümleri ile tüm
performans aralığını ve tüm gereksinimleri en son teknolojiyle
karşılayabilmektedir... Türkiye’de üretilen T-155 Fırtına obüslerini de motor
ve transmisyonları burada üretilmiştir. MİLGEM gemilerinde de MTU motorları
kullanılmaktadır…
OTOKAR’ın
geçmişte bu firma ile işbirliği yapmışlığı vardır. Hatta geçmişte OTOKAR, MTU
ile görüşmüş, bu görüşmelerinde MTU motorlarının Türkiye’de ortak üretimi
gündeme gelmişse de bir sonuca varılamamıştır… Ancak OTOKAR’ın Almanlarla
edindiği bir iş birliği ve ortaklık kültürü bulunmaktadır…
Burada
teknik bir bilgi vermek istiyorum…
Tank
motoru ve transmisyon
Tank
motoru otomobil motoru değildir. Tankın hareket edebilmesi için motor
tarafından üretilen gücün ‘’transmisyon’’ denilen bir aktarma organına
aktarılması ve buradan da ‘’cer dişlisi’’ denilen dişlilerle palete
yönlendirilmesi gerekiyor. Motordaki gücü transmisyona aktarırken ‘’ara mili’’
denen bir aktarma mili kullanılır.
Dünyadaki
bütün tank ve paletli araç üreticileri motor ve transmisyonu aynı firmadan
tedarik ederler. Çünkü her iki güç organının da çok iyi bir uyum içerisinde
olması gerekir. Eğer bu uyum çok iyi olmaz ise bu farklılık aradaki ‘’ara
mili’’ni kırar ve tank arazide hareketsiz bir külçe olarak kalır.
İşte
bu nedenle de tankın motorunu bir ülkeden transmisyonunu bir ülkeden veya
farklı farklı firmalardan almak pek uygun bir çözüm değildir...
Hali
hazırda MTU firması hem tank motorunu hem de MTU Renk transmisyonunu bir güç
paketi halinde üretmektedir.
Prototip
Altay Tankları
OTOKAR,
‘’yerli tank üretim altyapısını oluşturmak’’ projesi çerçevesinde sözleşmesi
gereği; hem yerli tank üretim altyapısını oluşturacak hem de dört adet prototip
Altay Tankı üretecektir. OTOKAR 6.5 yıl süren bir çalışma sonunda 2014 yılında sözleşme
gereği bu şekilde yerli tank üretim altyapısını oluşturur… Ancak farklı tipte
dört adet Altay Tankı yerine beş adet Altay Tankı üretir. Üretilen bu beş adet
Altay Tankının hareket ve atış testleri Şereflikoçhisar Atış Bölgesinde
yapılır. Prototip Altay Tankları testlerin tamamını başarı ile tamamlarlar…
Altay
Tankının seri üretimi
OTOKAR
oluşturduğu bu yerli tank üretim altyapısının dosyasını ‘’Teknik Bilgi Paketi’’
olarak SSM’ye teslim eder. SSM, ilk etap 250 adet Altay Tankının seri üretimi
için 2015 yılında ihaleye çıkar. Yine ihaleye aynı firmalar teklif verir:
OTOKAR, FNSS ve BMC. Bu firmalardan OTOKAR ve FNSS’nin paletli araç üretme
yeteneği olmasına rağmen BMC’nin paletli araç üretme konusunda yetenek, bilgi,
birikim, deneyim ve tecrübesi yoktur.
SSM’nin
yaptığı ihale sonucunda en uygun teklifi OTOKAR verir... İhale süreci
içerisinde SSM tarafından firmalardan BAFO (Best and final offer) denilen en
iyi ve en son teklifleri istenir… Ancak bu safhada BMC bu sefer OTOKAR’dan daha
uygun teklif verir… Sonunda SSM, Altay tankının seri üretimi için BMC ile
sözleşmeyi imzalar… Tarihler Nisan 2018'i göstermektedir.
Kazın
ayağı
İşin
doğası; yerli tank üretim altyapısını hangi firma oluşturmuşsa, yerli tank
üretimi için ‘’Teknik Bilgi Paketi’’ni hangi firma hazırlamış ise seri üretimin
de aynı firma tarafından yapılmasıdır…
BMC’ye
SSM ile Altay Tankının seri üretimi sözleşmesini imzaladıktan sonra karşılığı
1,4 milyar TL'yi bulan süper teşvikler ve Arifiye Tank Palet Fabrikası –adını
artık ne koyarsanız- bir şekilde verilir.
Bu
konuda bilgi ve yorum yapanlar bir konuyu gözden kaçırmaktadırlar: İhale kanunu
ve ihale şartnamesi. Eğer diğer firmalar da bilselerdi kendilerine süper
teşvikler verileceğini ve Tank Palet Fabrikasının tahsis edileceğini belki de
fiyat tekliflerini ona göre verirlerdi. Dolaysıyla BMC – Katar ortak firmaya
Arifiye Tank Palet Fabrikasının ve süper teşviklerin verilmesi hem İhale
Kanununa hem de ihaledeki şartnamelere aykırı ve İhale Kanunu açısından etik
olmayan uygulamalardır. Ancak bu husus nedense yargıya taşınmamıştır?
OTOKAR,
Altay Tankının seri üretimini de yapacağı düşüncesi ile MTU firması ile
opsiyonlu olarak Altay Tankının prototipinde kullandığı MTU tank motoru ve MTU Renk
transmisyonu için 250 adet motor ve transmisyon alımı konusunda bir ön görüşme
yapmıştı. Ancak MTU, BMC ile anlaşma yapmak istemez. Hatta MTU, BMC’nin görüşme
talebine cevap bile vermez. Bu sefer BMC tank motoru için Kore ile görüşür. Ancak başarı sağlayamazlar. Kore de tank
motorunu vermez. Zaten Kore de tank motorunun önemli bir parçası olan
şanzımanını Almanlardan almaktadır.
Sonra BMC, Güney Afrika ile görüşür. Ancak buradan da bir sonuç
alamazlar…
BMC
neden başarısız oldu?
Altay
Tankı seri üretim ihalesine girerken söylediğim gibi BMC’nin hiçbir paletli
araç üretim altyapısı, bilgi, birikim, yetenek, deneyim ve tecrübesi yoktur. Bu
nedenle BMC, Altay tankı prototipinde görev alan bir kısım teknik personeli de
şirketine transfer eder… Bu bir tarafa…
Modern
tank gibi ileri teknoloji savunma sanayi üretimi dünyada belli başlı ülkelerin
tekelindedir. Eğer Batı ülkeleri savunma sanayi konusunda Türkiye’ye teknoloji
transferi yapıyorlarsa bu Türkiye’nin NATO üyesi olmasından dolayıdır. Kaldı ki
bu konuda bile Batı ülkeleri Türkiye’ye teknoloji transferi konusunda isteksiz
davranmaktadırlar. Son zamanlarda gündemde olan Patriot Füze sistemlerinin
Türkiye’de ortak üretimi için ABD’nin Türkiye’ye teknoloji transferine izin
vermediği kamuoyunun malumudur... Hiçbir Batı ülkesi savunma sanayi üretimi
için Arap ülkelerine teknoloji transferi ve iş birliği yapmak istememektedir...
Dolayısıyla
hiçbir Batı ve Batı yanlısı ülke Katar ortaklığı olan bir firmayla iş birliği
ve teknoloji transferi yapmak istememektedir… BMC’nin başarısızlığının altında
yatan asıl sebebin bu konu olduğu değerlendirilmektedir. Ayrıca BMC'nin
yaşadığı bu başarısızlıkta Türkiye'nin son yıllarda dış ilişkilerinde yaşadığı
''değerli yalnızlık'' faktörünün de etki etmiş olabileceği de düşünülebilir...
Sonuç
2018
yılının ocak ayında o zamanki MSB Bakanı Nurettin Canikli, Altay Tankının
üretimi ile ilgili olarak ‘’Tank seri üretimine 2019 sonu veya 2020 başında
başlayacağız” diye açıklamada bulunmuştu…
Şu
ana kadar ortada Arifiye’deki fabrikada tank yapılacak bir üretim hattı yoktur.
Anlattığım gibi yan firmalarla (motor, transmisyon vb.) işbirliği protokolleri
de yoktur… Hal böyle olunca da ortada sözleşme gereği TSK'ya 2019 sonu veya
2020 başında teslim edilmesi gereken tanklar da (250 adet) yoktur. Yine
sözleşme gereği, ihaleyi alan firma başarısız olunca ihalenin ikinci sıradakine
verilmesi gerekirken ortada böyle bir hazırlık da yoktur.
Aslında
buraya sonuç maddesine herhangi bir şey yazmaya gerek de yoktur...
Sadece
birisinin ortaya çıkıp da ‘’kral çıplak’’ demesi gerekmektedir…
Arz
ederim…22
Osman AYDOĞAN
12
Aralık 2020
Tank
Palet Fabrikası
Sakarya
1. Ana Bakım Fabrikası, yani Tank Palet Fabrikası;
1010'uncu
Ordudonatım Ana Tamir Fabrikası yapımına 1967 yılında başlanıldı.
1973
yılında Palet Yenileme Atölyesi ile hizmete başlanmıştır.
1974
yılında ise Tank Yenileştirme Atölyesi ve Motor-Transmisyon Atölyesi işletmeye
alınmıştır.
1974
Kıbrıs Barış Harekatı'nda tanklarımız paletlerinde çıkan sorun nedeniyle
ilerleyemedi.
Fabrikanın
kurulmasına neden olan tanklarımızdan biri halen Beşparmak Dağları'nda duruyor.
Van'da
yaşayan Er Abdülkadir Kurt, 2016 yılında Kıbrıs'a giderek Beşparmak Dağları'nda
duran M-60 tankını ziyaret etmiş ve “Bu tank bizim gururumuzdur. Rumlarla
çatıştık. ‘Ya şehit oluruz ya gazi' diyerek savaştık' demişti.
Tüm
bu yaşananlardan sonra hayırsever bir yurttaşımız Sakarya'daki arazisini TSK'ya
bağışladı.
Halkımız
fabrika kurulması için yardım yarışı yaptı.
1975'de
bu fabrikanın kurulması için Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Başbakan Süleyman
Demirel talimat verdi.
Artık
tamir atölyelerinden Fabrika düzenine geçilecek ve yerli üretim yapılacaktı.
"Fabrika
manevi bir öneme de sahiptir" dendi.
Bu
Fabrika bir devlet teşebbüsüdür.
Sakarya'daki
Tank Palet Fabrikası işte böyle kuruldu.
Tank
Palet Fabrikası; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk askeri fabrikasıdır.
Satın
alan BMC ise, Yerli ve milli iktidarımızın başı tarafından,
"Bi-Em-Si"
diye tanıtılıyor, yani British Motor Company.
Çok
yerli ve milli olduğu da buradan anlaşılıyor.
Servet
BASOL
06.12.2020